23 Mart 2012 Cuma

Lsd 25



Milyon kere milyon gözlü bir canavardır o. 
Tüm fiilleri ve kendi kendi içinde gizlenmiştir o. 
Elektrikli yazı makinalarında mırıldanır 
Kendine bağlı bir elektrik gücüdür o, kendi telleri 
Olduğu zaman 
Geniş bir örümcek ağıdır 
Ve ben örümcek ağının son milyonuncu sonsuz uzantısı 
üstünde bir tasalı kişi 
Yitik, ayrık, bir solucan düşünce, bir kendi kendisi 
Çin'in milyonlarca iskeletinden biri 
Özel yanlışlıklardan biri 
Ben allen ginsberg bir ayrık bilinç 
Tanrı olmak isteyen ben 
Sonsuz Uyum'um en küçük titreşimini duymak isteyen ben 
Titreyerek ateşteki uçucu müzik tarafından yokedilmesini bekleyen ben 
Tanrı'dan tiksinen ve ona bir ad veren ben 
Sonsuzluk yazı makinasından yanlışlar yapan ben 
Ben, mahvolmuş ben 
Ama evrenin öbür ucundan milyon gözlü adsız bir örümcek 
Sonu olmayan bir ağ örüyor kendinden 
Canavar olmayan canavar elmalarla, kokularla, 
Demir yollarıyla, televizyonlar, kafataslarıyla yaklaşıyor 
Bir evren ki kendi kendini yiyor, bir evren ki kendi kendini içiyor. 
Kafatasının kanı 
Göğsü kıllı tibetli yaratık ve karnının üstündeki Zodyak 
Eğlenmesini bilmeyen bu adaklık kurban 
Aynadaki yüzüm, ipek saçlar, gözlerimin altında çizgiler halinde 
Birikmiş kan, emici, bir kokuşuk, bir kokuşkan uçarılık 
Bir hırıltı, bir zırıltı, sonsuzluk içinde bir bilinti ki 
Tüm Evrenlerin gözünde bir sürüngen 
Varlığımdan kurtulmaya çalışarak, Göz'e girmeyi beceremeden 
Kusuyorum, trans halindeyim, gövdem çırpınıyor, miğdem 
Buruluyor ağzımdan sular geliyor, burda Cehennem'deyim 
Örümcek ağları üstündeki çıplak yaşamsız mumyaların sayısız 
Kurumuş kemikleri, Hayaletler, bir Hayaletim ben 
Müzikte bağırıyorum durumumu, odaya, yakınımda kim varsa ona, 
Bağırıyorum, siz, Tanrı mısınız siz? 
Hayır, Tanrı olma mı istersiniz? 
Cevap yok mu? 
Her zaman bir Cevabın olması mı gerek? Cevap verin, 
Sanki benim elimde Evet ya da Hayır demek 
Tanrıya şükürler tanrı değilim! Tanrı'ya şükürler Tanrı değilim! 
Ama girebilmek için Birlik'in Evet'ini özlüyorum 
Dalabilmek için evrenin her köşesine, hangi koşullar altında olursa olsun 
Bir Evet, var... bir Evet varım, yaşıyorum... bir evet siz 
Varsınız yaşıyorsunuz.... bir Biz 
Bir biz 
Ve bir Şu olmalı, ve bir Onlar, ve bir Cevapsız Şey 
Borulardır o, 
Multiple Scelorosis'dir o, 
Umudum değildir o 
Sonsuzluktaki ölüm değildir 
Sözüme dikkat 
Bir Hayalet Tuzağı, Sıkkım ya da Tibet'te bir rahibin dokuduğu 
renk renk binlerce ipliğin bir birleşik biçimi 
Örülmüş, gerilmiş, ruhsal bir tenis raketi 
Bakınca, uçucu ışık dalgalarının yayıldığını görüyorum 
Milyarlarca yıl gibi teller üstünden akıyor parlak enerji 
Tellerin kumaşı tılsımla değiştiriyor renklerini 
biri öbürüne Doğru tıpkı, sanki 
Hayalet Tuzağı 
Evren'in küçük bir örneğiymiş gibi 
Bilinç birbirine bağlayan makinanın algılayan parçası 
Dışarda, Zaman içinde Gören'e doğru dalgalarını salıyor 
Kendi görünümünü küçük bir örnekte sunuyor 
bir kez - ama her zaman için 
Dikkatlice yenileyerek aşağı doğru sonsuz değişiklerle 
Ve bu her parçada aynı her yerde aynı 
Gerçek Başlangıç'tan bu yana uzayın derinliklerinde kendi kendini 
Çoğaltan bu enerji - ya da görünüm 
Bir 'O' ya da bir 'Aum' olabilir 
Kendi öz Görünümü'nün modeli üstünde kendi kendini kuşatmış 
bu bir tek Sözcük'ün çeşitlemelerini çekerek 
En uzak Nebula ve en geniş Astrolojilerin dalgalarında dışa 
doğru dönüyor 
Yüklü, kendi kendine sadık kalması için, bir Fil derisi üstüne 
Çizili Mandala'da 
Ya da gülümseyen bir düşsel Fil'in böğründeki resmin fotoğrafında 
Fil'in görünüşü her ne kadar yersiz bir şakaysa da- 
Bir Ateş Şeytanınca tutulmuş bir İşaret olabilir bu. 
ya da bir geçicililik canavarı 
Ya da boşluktaki karnımın fotoğrafında 
Ya gözümde 
Ya da haç çıkaran rahibin gözünde 
Ya da kendisine kendi gözünde bakan ve ölen 
Ve gerçi bir göz ölse de 
Ve gerçi benim gözüm 
ölse de 
Milyon gözlü canavar, Adsız, Cevapsız, Benden-saklanan, 
sonsuz varlık 
Kendi kendisini doğuran Yaratık 
En küçük bir davranışıyla titreten, bütün gözleri aynı anda ayrı ayrı yerlere 
bakan 
Tek ve Tek-Olmayan kendi yönünde kıpırdanan 
Daha sonrasını bilemem 
Ve ben bu canavarın betimlemesini yaptım 
Ve bir gün bir başkasını göstereceğim 
Bir Cryptozoid duyganlığı bu 
Sürünüyor ve dalgalanıyor denizin dibinde 
Kenti teslim almaya geliyor 
Her bilinci yok ediyor 
Evren kadar ince, karışık 
Kusturuyor beni 
Çünkü göze görünmesini kaçıracağımdan korkuyorum 
Nasıl olsa beliriyor 
Nasıl olsa beliriyor aynada 
Deniz gibi aynadan da yıkanıp geçiyor 
Sonsuz dalgalanmalar bu 
Aynayı temizleyince çekiliyor ve Bakan'ı boğuyor. 
Yeryüzünü boğuyor yeryüzünü boğduğunda da 
Kendi kendi içinde boğuluyor 
Müzikle dolu bir ceset gibi açıklara doğru yüzüyor 
Kafasında bir çocuk gülüşü 
Karanlık denizde bir ölüm çığlığı 
Kör bir heykelin dudaklarında bir gülümseme 
O orda 
Benim değil 
Kendim için kullanmak isterdim onu 
Kahraman olmak için 
Ama bu bilince satılık değil o 
Her zaman kendi yolunda ilerliyor 
Tüm yaratıkları bitirecek 
Geleceğin radyosu olacak 
Zaman içinde kendi kendini duyacak 
Dinlenmek istiyor 
Kendi kendisini görmekten, kendi kendisini duymaktan yorgun 
Başka bir içim istiyor bir başka kurban 
Beni istiyor 
Bana akıl veriyor 
Bana varoluş nedenini veriyor 
Bana sonsuz cevaplar veriyor 
Ayrık olmak için bir bilinç ve görmek için bir bilinç 
Ya bir olacağım ya da bir Başkası, alın yazım bu, 
Hem ikisiyim hem de hiçbir değilim demek 
Ben olmasam da kendi kendiyle uğraşabilir o 
Cevapsız bir Çift'tir o 
Elektrikli yazı makinalarının üstünde vınlıyor o 
Parçalı bir sözcük yazıyor 
Yazdığı parçalı bir sözcük



allen ginsberg

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder