29 Aralık 2019 Pazar

bir çiçek


Bir çiçek duruyordu, orda, bir yerde,
Bir yanlışı düzeltircesine açmış;
Gelmiş ta ağzımın kenarında
Konuşur durur.

Bir gemi bembeyaz teniyle açıklarda,
Güverteleri uçtan uca orman;
Aldım çiçeğimi şurama bastım,
Bastım ki yalnızlığımmış.

Bir başına arşınlıyor bir adam mavi treni
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.



Cemal Süreya

28 Aralık 2019 Cumartesi

karşılıklı çekilmişti duvarlar




Dokuz metre, yedi arşın, yirmi bir verst, beş yarda
Doksan kilo, kırk bir şinik, altmış üç pud, bir okka
On beş kapik, kırk bir şiling, otuz beş sent, yüz para
Üç yüz dekar, bir mil kare, yirmi dönüm, sonbahar
Tepemizden gürültüyle geçti uçaklar

Seni bildim bir altının bağışlamaz sesiydin
Amcan nerde baban var mı, kimin hemşerisiydin
Yedi-dokuz, iki yü züç, yüz ton gibi bir şeydin
Hatırla ne güzeldi, deniz dağlar ve rüzgar
Tepemizden gürültüyle geçti uçaklar

İşte burda bıraksam ya sonsuz şiir adına
Irmakları hüzünlerle uyuşturan adına
Ama nerede o bilgelik! bin ton gibi bir şeydin
Alfa gibi, elif gibi, mega gibi bir şeydin
Ölüm gibi, zulüm gibi, açlık gibi olanlar
Tepemizden gürültüyle geçti uçaklar

O annesi tam ölürken saçlarını okşadı
Bir kız sevdi, koca kenti bıkmadan arşınladı
Kim derdi ki ondan böyle bir savaşçı çıkacak
İçi dışı kardan beyaz, kandan kızıl, duvarlar
Tepemizden gürültüyle geçti durdu uçaklar.

Turgut Uyar

26 Aralık 2019 Perşembe

"ve hâlâ yaşıyorsak bir izahı olmalı / o sırtımızdaki bıçak hep öyle dik duracak"


bir kış


Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.

Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.

Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.


cemal süreya

25 Aralık 2019 Çarşamba

mardin


Kuşlarını salmıştır çatılar
Ve hasatçı bir gökyüzü ki
Eğilip üstüne düşecek kadar
Taştan ağzıyla öpmüştür seni
Kan revan içinde alnaçlar

Yazmak dostlara neye yarar
Elinde hançerden bir yelpaze
Uzakta genç ve lâcivert dağlar
Gözlerinin siyahı gitmiştir
Telgraf çiçekleri astımlı kamyonlar

Çiçeğe kesmiştir karabasan
Dönüşmüştür bir yurtsamaya
İşte gülgillerden armut
İşte baklagillerden akasya
Neye yarar yazmak dostlara

Ölümü doğrusu hiç düşünmedim
Ama düşündüm uzak kardeşlerimi
Hey bayan Erozyon budur dileğim
Bir gün parlatmak istersen beni
Göm beni ilkin bir güzel karart

Kılıç kalkan gürz ve at
Tâ çocukluğumdan beri
Ne buldumsa okudum
Sonunda anladım ki
Bir kitapta resim şart



Cemal Süreya
Beni Öp Sonra Doğur Beni

24 Aralık 2019 Salı

köpük


Oyun bitti ve her şey yerini buldu.
Akşamla ebedi kızlar anne oldu.
Aynalara bakma, aynalar fenalık;
Denizi, sonsuz olanı düşün artık.
Bir gün beni hatırlayabilirsin ancak,
Güzelsem soyabilirsin çırılçıplak;
Oradayım hep ben, orada, derinde,
Gemilerin ihtiyar köpüklerinde.
Ahmet Muhip Dıranas




21 Aralık 2019 Cumartesi

serenat






Yeşil pencerenden bir gül at bana
Işıklarla dolsun kalbimin içi.
Geldim işte mevsim gibi kapına,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.

Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak
Ben aşkımla bahar getirdim sana.
Tozlu yollardan geçtiğim uzak
İklimden şarkılar getirdim sana.

Şeffaf damlalarla titreyen ağır
Goncanın altında bükülmüş her sak;
Seninçin dallardan süzülen ıtır,
Seninçin yasemin, karanfil, zambak...

Bir kuş sesi gelir dudaklarından
Gözlerin gönlümde açar nergisler,
Düşen bin öpüştür yanaklarından
Mor akasyalarla ürperen seher.

Pencerenden bir gül attığın zaman
Işıklarla dolacak kalbimin içi..
Geçiyorum mevsim gibi kapından,
Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.



Ahmet Muhip Dıranas

ENFARKTÜS



okur mektubu

19 Aralık 2019 Perşembe

pencereleeer önünde


"Sen 
vaktinden çok sonra gelen 
Sevdalı bir yağmur gibisin 
çisil çisil gözlerimden 

Sen 
çıldırmış şairlerin 
titreyen mısralarında 
bahsettiği perisin 

Pencereler önünde çürürken 
o güzelim yıllarım 
Hayalin 
gözlerimin önünde 
bize ağlıyorum" 

ve ben dinledikçe gülümsüyorum.

18 Aralık 2019 Çarşamba

rüzgar gülü


Kır evinin verandasında
bir rüzgar gülüne rastladım
insanmışcasına
konuşmaya başladım

dedim benim kadar yalnızsan
tek gecelik bir aşksan
omuzlarına abanan
bir anıdan kaçıyorsan

dibe vurduysan
ya da hala düşüyorsan

bir yaz günü
hiç bu kadar üşüdün mü
rüzgar gülü
hiç ölümü düşündün mü

hayalimdeki adsız kadın
sanki ağzımda tadın
eminim ki sen de
hep kendini aradın

evimin yolu beni unutmuş
otellerin soğukluğunda
tüm bu garip duygular
bir tür iç kanama

teoman