TEYAKKUZ
ve yüzün kelimelerden tanınmaz hale geldiğinde ve Allah seni teslim aldığında.
11 Ocak 2025 Cumartesi
10 Ocak 2025 Cuma
4 Ocak 2025 Cumartesi
ANKARA
Kar yağmaya başlamış sözünde durmayan ümitler gibi
Şiire başladım - sussun konserveler şarjör kalorifer petekleri
Kafiyeden lirizmden uzakta sürsün isterdim bu beyhudelikler
Şiir senin - hem şiirin senin olmamasının imkânı mı var ki?
Ne de olsa senin elinde kalbim kar ve kelimeler
Türk şiiri o koca çınarın yapraklarının hışırtısıdır bende
An kara kar beyaz şiir kırmızı günler kederden
Bak böyle fiyakalı buluşlar da ekliyorum şiirine
Şimdi sen yorulmuşsundur güzelliğinden terazilerden kendinden
Eve dönmüşsündür güzel ayaklarınla - şarkın da yok kalbinde
Belki de kendine içini dökmüşsündür gözlerinden
............
3 Ocak 2025 Cuma
2 Ocak 2025 Perşembe
1 Ocak 2025 Çarşamba
31 Aralık 2024 Salı
30 Aralık 2024 Pazartesi
22 Aralık 2024 Pazar
21 Aralık 2024 Cumartesi
20 Aralık 2024 Cuma
19 Aralık 2024 Perşembe
dündar taşer sagusu
10 Aralık 2024 Salı
7 Aralık 2024 Cumartesi
5 Aralık 2024 Perşembe
YERALTI SULARINA KARŞI
.............
“Erdemin armağanı kendisidir. Biz ise hep bir ilave olsun isteriz” demiş İsmet. Doğru. Erdemliyim ve karşılığını bekliyor değilim. Erdemli de değilim. Galiba karşılık beklemek diye bir şey zaten yok hayatta. Yanında doğru sözler taşıyan biri sırf bu yüzden beklentilere girebiliyor. O sözlerin mucizevî bir şekilde kendisine mükemmel bir hayat sunacağını zannediyor. İçinde birçok cümleyle sustuğunda bunun Allah ve kul katında makbul olduğunu zannediyorsun. Doğrusu şu ki tüm bunları tek kişilik bir kader gibi yaşamaya mahkûmsun.
Ya da bu tek kişilik kaderinle özgürsün.
4 Aralık 2024 Çarşamba
bir tereddüdün şiiri
sahici sanat çalışmışım, dolmuşum ta boğazıma
büyük müzik, uzun roman, mutlak kibirle
deri değiştirmişim Beşiktaş’a geçerken alelacele
bugün pazar, bugünpazar gazeteleri alıp
basıyorum yaralara ekleriyle
küçükkentsoyluya bir kalıp ezine
balkonda begonya güzeldir vesaire
vapurların biteviye geçtiğini bilmek hem şu yönde
mutlupazar dondurmaları eriyor balıkları büyüyor
duyuyor musun ey günce
lirikler şarlayarak iniyorum ilk durakta
patates baskı kızlar da iniyor usta
rimeller, sivilceler, pozitif enerjiler iniyor
başımda beğendiğim dizelerimden bir ayla
çıkarken geçirivermişim üstüme kentli bir sıkıntı
büyüğünden üstelik, dökümlü duruyor
çekirdek aileler hafta içini çitiliyor
bungunluğu, taksitleri, ortanca kızın karasevdasını
sahile götürmeli çocukları, insanlar benzemeli birbirine
uzaktan geçen gemiler ilk gençlik yıllarım
demeli baba sigara dumanından bir mask suratında
korkuyorum diye sayıklamalı anne
uzaktan gemiler geçsin yıllarca
deniz gözlerini alıyor, çocuklar
çocuklar yeni bir iftarın eşiğinde
şehrin dişlerinde bir kamaşma deniz,
deniz tuzla uyandırılmış Havva
vapur
Yürek değil be, çarıkmış bu, manda gönünden,
teper ha babam teper
paralanmaz
teper taşlı yolları.
Bir vapur geçer Varna önünden,
uy Karadeniz`in gümüş telleri,
bir vapur geçer Boğaz’a doğru.
Nazım usulcacık okşar vapuru,
yanar elleri.