Doksan kilo, kırk bir şinik, altmış üç pud, bir okka
On beş kapik, kırk bir şiling, otuz beş sent, yüz para
Üç yüz dekar, bir mil kare, yirmi dönüm, sonbahar
Tepemizden gürültüyle geçti uçaklar
Seni bildim bir altının bağışlamaz sesiydin
Amcan nerde baban var mı, kimin hemşerisiydin
Yedi-dokuz, iki yü züç, yüz ton gibi bir şeydin
Hatırla ne güzeldi, deniz dağlar ve rüzgar
Tepemizden gürültüyle geçti uçaklar
İşte burda bıraksam ya sonsuz şiir adına
Irmakları hüzünlerle uyuşturan adına
Ama nerede o bilgelik! bin ton gibi bir şeydin
Alfa gibi, elif gibi, mega gibi bir şeydin
Ölüm gibi, zulüm gibi, açlık gibi olanlar
Tepemizden gürültüyle geçti uçaklar
O annesi tam ölürken saçlarını okşadı
Bir kız sevdi, koca kenti bıkmadan arşınladı
Kim derdi ki ondan böyle bir savaşçı çıkacak
İçi dışı kardan beyaz, kandan kızıl, duvarlar
Tepemizden gürültüyle geçti durdu uçaklar.
Turgut Uyar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder