Katil
olup rahatlamak varken her gün insanlarla ve hayatla uyuşmaya çalışmaktan;
delirip
kurtulmak varken her gün aklın köleliğinde yaşamaktan;
düşünmeden takılmak bu
dünyada varken aklının senden bağımsız ve de sana rağmen sana saldırmasına
maruz kalmaktan;
kontrol dışı “düşünceler”e çeki düzen veremeyip senden habersiz
kurulmuş cümleleri imha etmeye çalışmaktan bıktım!
üzerimi yazılarla örtmekten ve yazdıklarımdan bıktım!
güzellikten bıktım!
hala yaşıyor olmam ahlaksızlıktır ve ahlaksızlığımdan bıktım!
hiç bir yere ait olmamaktan bıktım!
okuduklarımdan bıktım!
gülümsemekten bıktım ama asık suratımdan da bıktım!
bulunduğum yerde olmayışımdan bıktım!
anlamaktan bıktım!
şiir avlamak için yaşadığımı sanmaktan bıktım!
çaydan, çayın yanına yaktığım sigaradan, çocukları sevmekten, telefondan, gazetelerden bıktım!
okuyacağım kitapları sıralamaktan bıktım!
kendimi teşhir etmekten bıkarken kendimi teşhir etmekten bıktım!
şu yazdıklarım da dahil bu tür şeylerin aklıma geliyor olmasından ve hep aklıma geleceklerini bilmekten bıktım!
herhangi bir şeyi sevmekten
bir şeylere kızmaktan
market poşetlerinden
ve ölememekten ölememekten ölememekten bıktım.
yazma eyleminin beni kurtarmasından bıktım!
İçinde küfür olmayan hiçbir cümleye itibar etmiyorum!
hep öyleydi.
hep öyle değil miydi ey pars!
ey anlamlarla doldurulmuş nafile döl fazlalığı!
ey varlıkla hiçlik arasında baş döndüren salıncak!
boyası dökülmüş evler gibiyim
ey kanatsızlık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder