17 Mart 2013 Pazar

hızırla kırk saat




3

Bir beni anan doğuran kadınlar kaldı
Çocuklarını kaçırmasın diye al kadınları
Elmalarını ısırdım öfkeyle
Rüzgarına bir çıban tohumu ektim
Böylece iz bıraktım

Benim mirasıma yeryüzünde 
Yel çıbanı çıkaranlar konacaklar bilmeden 
Benim oğullarım onlardır 
Yapraklarımı onlar okuyacaklar 
Onlar taşıyacaklar ellerinde 
Sayıklayan çiçekleri
Taşıyacaklar yüreklerinde 
Tifo beneklerini
Öpüp duran melekleri 
Evlenmeyecek olan onlardır
Denizlerin yarasını
İyi eden
Denizlere doktor olan
Onlardır
Savaşlarda şehitlerin
Ölümünü alıp kaçan onlardır

Ey ulular sizin bana öğretmediğinizi 
Ben zamandan öğrendim
Kuruyan hurma dalından öğrendim
Damıtılmış petrolden öğrendim
Yavrusunu arayan bir deveden öğrendim
Hapsedilmiş yarı yanık 
Sancaklardan öğrendim
Yıkılmış taş kemerlerden öğrendim
Harap handan köprülerden öğrendim 

Ey ulular sizin bana öğretmediğinizi 
Ben yarılmış aydedeye öğrettim
Delikanlı ateşlere öğrettim
En umutsuz bekarlara öğrettim
Kundaktaki çocuklara öğrettim
Öğrettim fundalara keçilere keçiyollarına

Sezai Karakoç

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder