4 Ocak 2013 Cuma

ecinniler




  ‎"dediklerine göre yedi dürüst kişisi olmayan bir şehir yaşayamazmış... sanırım yedi kişi sayıyı tam olarak hatırlayamıyorum. bu tartışma götürmez yedi dürüst kişiden kaçının balonuza katılma şerefine erdiğini bilmiyorum ama onların varlığına rağmen kendimi pek güven içinde hissetmiyorum madam. beni bağışlıyorsunuz sevimli bayan, değil mi? temsili konuşuyorum fakat az önce büfeye gittim, oradan sapasağlam ayrılabildiğime çok memnunum. bizim prokoriç orada alışmadığı bir ortamda çalışıyor. sabaha karşı malından mülkünden edilmesinden korkarım. şaka ediyorum aslında. şu "edebiyat kadrilini" bekliyorum, sonra gidip yatacağım. benim gibi bir ihtiyarı bağışlayın erken yatıyorum. ama size de çocuklara dendiği gibi "dodo" yapmanızı öneririm. ben özel olarak güzel kızlar için gelmiştim... buradaki kadar zengin bir çeşidi hiçbir yerde bulamazdım. hepsi ırmağın öte yakasında oturuyor, bense oraya hiç gidemem. bir subayın, yanılmıyorsam avcı bölüğünden birsubayın karısı var örneğin. hiç fena değil. hiç fena değil, kendisi de bunun farkında. biraz konuştum onunla hiç çekingen değil. sonra kızların hepsi gencecik, tek özellikleri de bu zaten. çok hoşuma gitti. aralarında gerçek goncalar var. yalnız dudakları biraz kalınca. genel olarak rus kadınının güzelliği biraz tutarsız. biraz gözlemeye benziyor. beni bağışlıyorsunuz değil mi? gözler güzel, kabul etmek gerek. gözlerinin içi gülüyor. bu goncalar, gençlikleri sürdüğü sürece çok tatlı olurlar. iki, bilemediniz üç yıl sonra biraz fazla açılırlar. solunca da kocalarındaki o aldırmazlığa sebep olurlar. anladığım kadarıyla kadın sorununu ağırlaştıran da bu... salon güzel. odalar güzel döşenmiş. daha kötü olabilirdi. müzik de daha kötü olabilirdi. daha kötü olması gerektiğini söylemiyorum tabii. kötü etkinin tek nedeni kadınların azlığı. tuvaletlere bir şey demiyorum. şu gri pantolon giymiş olanın kankan yapmaya cüret etmesine ne demeli? neşedense bağışlanabilir, bizim eczacı çünkü. saat on bir, bir eczacı için bile çok erken. büfede iki kişi yumruklaştı, dışarı atılmalıdır. sabahın üçünde, kabul ederim, kamuoyuna biraz taviz verilebilir. ama bu balo üçe kadar sürebilecek mi acaba? bakın varvara petrovna sözünü tutup çiçek göndermemiş. şu sırada bunu düşünecek hali yok. zavallı anne! ya talihsiz liza? duydunuz mu? esrarlı bir hikaye diyorlar. stavrogin yine sahnede demek ki... gidip yatsam iyi olacak, gözlerim kapanıyor. şu edebiyat kadrili ne zaman başlayacak?"



dosto

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder