27 Mart 2019 Çarşamba

SÜLEYMAN UNUTMAZ’A SORULANLARDIR





-         Hayran olduğunuz biri var mı? Taklid ettiğiniz biri var mı? Öldürmek istediğiniz biri var mı? Bunlar kimler?
-         Şiirin kıymet hükmü sizce nedir?
-         Yakın durmak zorunda olduğunuz bir şeyler muhakkak vardır. Yakın duramadığınız fakat durmak istediğiniz bir şeyden bahsedebilir misiniz?
-         Şırıl şırıl mı? Kıtır kıtır mı? Yumul yumul mu?
-         İnsanın durduğu yer mi, göründüğü yer mi?
-         Orijinal şiir mi? Şahsiyetli şiir mi? Neden?
-         Üç kelime söyler misiniz bize, size dair olduğunu düşündüğünüz?


- Başka bir Süleyman Unutmaz’a hayranım. Zaman zaman onu görebiliyorum. Benden daha yakışıklı, daha mütebessim, daha canlı. 12 tane kitap yazmış, şiir, roman, hikaye, deneme… Dostları çok ve sık sık onlarla buluşuyor. Güzel bir kızı var, hatta iki. Benim gibi karanlık biri değil ya da karanlık olduğunu çoktaaan unutmuş. Eşyaların, saatlerin ve kendinin içinde boğulmamış. Benim A planımı yaşayan bir Süleyman Unutmaz. Onu da öldürmek istiyorum ama…

Büyük Türk Şiiri’nin ruhunu taklit ediyorumdur belki, belki yaşayamadığım kelimeleri taklit ediyorumdur, belki bir şairi, var mı yok mu belli olmayan bir şairi taklit ediyorumdur. Şiir yazarkeni kast ediyorsanız  cevap budur. Hayatımda diyorsanız yine cevap budur.

Beni sevmeyen kadınları öldürmek istiyorum. Şiir yazarak da öldürüyorum zaten.

- Şiir benim sahip olduğum ve bana sahip olan tek “şey”. Burada “şey” demek ne kadar doğru acaba? Şiir yazarak insanlarla konuştuğumu zannediyorum. Bu zan bana hep hayalini kurduğum kalabalıklara büyük konuşmalar yapma isteğimi az da olsa gideriyor. “Kendini ifade etmek” diye bir klişe var. Bunu yapıyorum çünkü konuşarak bunu yapmak mümkün değil. Şiir deliliğini saklama ya da dindirme imkanı veriyor. Benim konuşma dilim şiir. Hayatta kalma çabam. İntikam alma metodum. Silahım olduğunu bilmenin hazzı. Şiir yazmayı bilmek diye bir şey yok aslında. Mucize burada: “Bilmediğin” bir işi her defasında o işin acemisi olarak başlayıp “usta”sı olarak bitiriyorsun. Ne yapacağını ne yazacağını bilmiyorsun ama sonunda yapabiliyorsun. Hayret ve şükür sebebidir bu.  Şiir yazamasaydım kendimi asardım.

- Yakın durmak istediğim bir şey yok.

- Gürül gürül.

- Durduğu yer. Durduğun yeri saklamak için görünmek zorunda kalabiliyorsun. Göründüğün yer senin ıslah edildiğin yerdir, boyun eğdiğin yerdir. Durduğun yeri kaybetmeden görünebiliyorsan en güzeli budur.

- Orijinal şiir zaten şahsiyetli şiirdir. Şiir şahsiyetinden sağlam bir damga taşır. Sağlam şiir, taş gibi şiir, ölümcül şiir budur. Piyasa, içi geçmiş, baygın ve vıcık vıcık bir hüznün sözde şiirleriyle dolu. Kötü şairler şahsiyetli şiir yazamazlar, kendilerinden önce yazılmış şahsiyetli şiirleri taklit etmeye çalışırlar.  Böyle yaparak şair olduklarını sanırlar. Ama kötü kopyalar halinde dolanırlar ortalıkta. Onları bu yüzden okumuyoruz.

- Beklemek, unutmamak, kelimeler…

Tuem sanat.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder