Köpeklerin Kalbi,
Süleyman Unutmaz’ın Fena’dan (2015)
sonra yayınlanan ikinci şiir kitabı. 2000 kuşağı şairi olan Unutmaz, yeni
kitabıyla şiir yaşamındaki bu kıymetli yürüyüşüne devam ediyor.
Köpeklerin Kalbi,
beş bölümden oluşuyor. Kitapta 40 şiir mevcut. Şair, Fena kitabında olduğu gibi kitabı bölümlere ayırırken oldukça iyi
başlıklar seçtiğini görüyoruz: “Allah’ın
En Güzel Yalnızlığıydım”.
Şair,
kitapta geçmişinin karşısına geçiyor. Bir yüzleşme gerçekleştiriyor da
diyebiliriz. Geride bıraktıklarına, karşılaşmaya fırsat bulamadıklarına ve
içinde kalanları bir bir döküyor. Onların gözlerine bakarak yeni bir diyalog başlatıyor.
Bunların kim olduklarını okuyucuya bırakarak yazımıza devam edelim.
Süleyman
Unutmaz yüksek sesli bir şair. Sesi uzaktan duyulan bir pınar gibi akıp
gidiyor. Bu yükselen sesini şiirlerinde rahatlıkla görebiliyoruz. Kitaptaki
birçok şiir bu minvalde yazılmış. Muhtaç
adlı şiirin ses ve ahenk bakımından diğer şiirlerden daha ön planda bulunduğunu
söylemek mümkün. Yüksek sesle okuyabilirsiniz.
Şairin
dil kullanımındaki ustalığı, onu bulunduğu kuşağın içerisinde önemli bir yere
koymaktadır. Türkçeye olan yatkınlığı heyecan veriyor.
Çoğu
şairde karşımıza çıkan temel sorun dil kurmadaki yapaylıktır. Şiirlerinde
samimi bir dil kullanan Unutmaz, aynı zamanda dilini estetik bir hazza
yöneltmiştir. Şair, “Kelimeler Yalan”
dese de en çok kelimelere inanıyor. Çünkü sığındığı kalenin tek gölgesidir
kelimeler..
Şair,
Fena’daki Kürt adlı aşk şiirinden
sonra Köpeklerin Kalbinde de devam ediyor
aşk şiirlerine. Kübra adlı şiirin
başlığını değiştirdiği dikkatimizden kaçmıyor. “Sevgi ve Sefaletle” adını alan şiir, “salihat-ı nisvandan kübra hanımefendi’ye” şiiri ile birlikte karşısındadır
okurun.
Şair, “salihat-ı
nisvandan kübra hanımefendi’ye” şiirinde pek sık rastlanmayan bir teknik
kullanıyor. Turgut Uyar’a ait olan “salihat-ı
nisvandan saffet hanımefendi’ye” şiiri ikili dize şeklinde yazılmıştır. Her
mısrasına yeni bir mısra ekleyerek şiiri baştan yazıyor Unutmaz. Onun bu ustalığı
ile şiir yeni bir ses kazanmış oluyor. Şair’in, Turgut Uyar’a yakın olduğunu
söylersek yanılmayız. Hatta “salihat-ı
nisvandan kübra hanımefendi’ye” şiiri Unutmaz’ın üzerinde önemli bir etkiye
sahip olduğunu düşünüyorum. Uyar’ın bu şiirindeki aheng ve söylem tekniğine
Unutmaz’ın şiirlerinde de rastlıyoruz.
Kitaptaki
yabancı kelimeler ilgimizi çekiyor. Bu kelimelere bakacak olursak; Alabama, romans, trahom, zent-aras elt
picium, olvium paes, inatatea, morium, cressium.
Şairin, Fena kitabında olduğu gibi Allah ve
Tanrı’yı kullanım tercihi dikkatimizi çekiyor. “Tanrıya oturmaya gitmiş bütün serçeler” (s.11), “ellerini çarmıh yap
bana tanrım, ve geri dönsün isa” (s.33), “Gül olsa, kanasa, hemen tanırım
Tanrım” (s.66). “Allah’ı hatırlatan mana” (s.13), “Sana ve Allah’a sessizce
inandım” (s.24), “İlk namaz ilk aşktan daha güzel, Allah’la karşılaşmak”
(s.31). Şair, manevi söylemde Allah’ı, maddi söylemde ise Tanrı’yı seçiyor.
Bize iki temel kaideyi özetliyor. Tevekkül ve nefis.
Şairin
nefsi ile olan mücadelesi de yer buluyor mısralarında: “Şehvetimin yatağı paslı efendim”, “Tıka basa aç kalktım balkan
lokantasından” (s.20-21).
Unutmaz’ın
şiirlerinde İstanbul’un birçok semtine uğrayabiliyorsunuz. Bunların bazılarına
bakacak olursak: “Buradan Galata’ya kaç
kere gider insan”, “Buradan Saraçhane İstanbul yokuşları”, “Buradan Sefaköy’e
selam söylüyor rüzgâr” (s.11), “Toz kaldırdım Caddebostan’da” (s.21),
“Halkalı’dan uzaya kalkan trenlerden iniyorum dünyaya” (s.28), “Binlerce kalp
çarpıyor Üsküdar’da iyi bak”, “Sen Balat’ta bir kedi sev bu bütün şehre siner”
(s.50), “Sıraselviler’de bir kilise buldum bütün dinlerden” (s.82).
Bugünün
ve geleceğin şiirini yazıyor şair. Yıllar sonra bile kendinden söz ettirecek
şiirlerin hevesindedir. Kitaptan seçeceğimiz, özellikle; Bize Şiir Yazsana, Muhtaç, Eski’den Oğul, Türkiye şiirlerini bu
yaptığımız tanımın içerisinde kabul edebiliriz.
Şairin
beslendiği kaynakları belirtmeye çalışmaktan ziyade, kendi hayatından ilham
aldığını söylersek yanılmış olmayız. En çok kendisiyle yaşıyor şair. Şairlerin
kendi hayatlarından şiir dünyalarını kurmaları zordur. Bu az rastlanan durumu
kıymetli buluyoruz.
Süleyman
Unutmaz eserini yayına hazırlarken ne söylemek istediğini, nerede durduğunu
bilen bir şair. Daha önce dergilerde yayınladığı şiirlerinin sadece bir kısmını
almasını, kitabın hüviyeti açısından önemli görüyoruz.
Köpeklerin Kalbi
birçok çağrışıma sahip. Sebebini belirli bir duruma indirgersek, şairine
haksızlık olacağı düşüncesindeyiz. Yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi
şair geçmişiyle bir yüzleşme gerçekleştiriyor. Peki, geçmişle başlayan bu geçiş
süreci, onların karşısına geçtiğinde bitecek midir?
Tayfun
Doğan
İtibar
89
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder