25 Ocak 2016 Pazartesi

hayat



Bu gün hayatı müselsel bir ihtiyac-ı siyah
Bugün saadeti, gafil bir iştiyak-ı tebah;
Bu gün teneffüsü yorgun, kadid bir sürü
“Ah!” Olan bu cemiyyet;
Bugün zehirlerinin ka’r-ı neş’esinde yüzen,
Bugün doğan çocuğundan terane beklerken
Figan duyan beşeriyet, bu nuhbe-i hilkat,

Nedir, bilir misin oğlum?... Önünde hârelenen
Şu mâî safhaya bak; şimdi ansızın seni ben
Tutup da fırlatıversem onun derinliğine,
Düşün biraz ne olur?... Korku bilmesen de, yine
Tahammül eyleyemez çırpınırsın, ağlarsın;
Zavallı kollarının hükmü yok ki kurtarsın!
O mâî şey seni yuttukça haykırır, bağırır,
Fakat halâs olamazsın; omuzlarından ağır,
Haşin, demir iki el muttasıl itip zedeler;
Ve çâre yok ineceksin... Bu işte ömr-i beşer.

Hayır, bu zehrine sen vâris olma, evlâdım;
Yarın, ümmid ediyorlar ki, bir genişçe adım,
Bir atlayış - ne diyorlardı pek de anlamadım, - hayatı kurtaracak;
Beşer... Bu şimdi muazzeb sürüklenen meflûc,
Adım adım edecek zirve-i halâsa urûc...
İnan, Halûk, ezelî bir şifadır aldanmak!



Tevfik Fikret

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder