10 Haziran 2015 Çarşamba

etkin-heves mi sandın.mp3


bu şarkı ağrılı dişleriyle ekmek ısıran zonguldak'taki işçilere gelsin. bu şarkı vardiya saatleri dışında jöleli saçlarıyla çarşıda yürüyen, kızlara bakıp yerlere tüküren uzun boylu esmer sıska gençlere gelsin. otuz yıl boyunca bıyıklarını kesmeden bilime ve gençliğe inanan lise fizik hocalarına. kitap çalan fakir, kitap çalan cimri, kitap çalan şair gençlere gelsin. ferah kafelerde sevgilisine belini elletmeyerek islamcılık yapan kızlara değil, üç yüz lira maaşla çalıştığı tekstil atölyesinden çıkıp bankta sevgilisiyle yiyişen çirkin işçi kızlara gelsin. bu şarkı esnaf lokantalarının bulaşıkhanesinde 12 saat bulaşık yıkayan teyzelere. omzunu öne atıp vitese yaslanarak dünyaya eğilen genç minübüs şöförlerine gelsin ulan. ulan kirayı geciktirdikçe ev sahibiyle oturmak, çay içmek, sohbet etmek zorunda kalan öğrencilerin tedirginliğine. tarlabaşı kahvelerinde pandiklenen 13 yaşındaki çaycılara gelsin. orospulara orospulara orospulara gelsin. harem otogarında 10 liraya tenhaya çekilen orospu bile olamamış genç kızlara gelsin bu şarkı. dirseklerine inanan kavgacı mahalle çocuklarına. ayaklardan ayrılmayacakmış gibi yapışan terli pis çoraplara. sevdiği kızı tokatlayan i̇zmitli çingene tikilere gelsin. bu şarkı, gündüzleri "kılap" geceleri arabesk dinleyen, parklarda telefondan şarkı açıp milletin kafasını siken tehlikeli delikanlılara gelsin. yumrukları nasırlı laz kalfaların umut bulut'a ettiği küfürlere gelsin ulan bu şarkı. babasız bitlisli kızların kasıklarına gelsin. gurbette samsun 216, memleket ziyaretinde uzun malboro içen işçilere. kaşlarını ala ala bitiren parlak yeşil çirkin başörtülülere çarşıda yürüyen lise mezunu kızlara gelsin bu şarkı. anasına sövdü diye, adamı koltuklarından altı kere bıçaklayan sarışın piçlere gelsin. bu şarkı lise 2'de sınıf tekrarı yapan meslek liseli kızlara. kahvelerin kara bordo kirli masa örtülerine yaslanan çürük esmer dirseklere. babasıyla kavga eden, babasıyla sinemaya hiç gitmemiş, babasını hep uzaktan seven gençlere gelsin. bu şarkı babasını koşarken görse şaşıracak olan gençlere gelsin. on iki saat çalıştığı fırından çıkıp, cami avlularında ve karısında serinlik arayan kalfalara gelsin bu şarkı. ablasını dövmüş ve dövecek olan herkese geniş geniş gelsin ulan. bu şarkı yazlığında kahvaltıdan sonra devrimden bahseden eski solculara değil, bu şarkı günübirlik gittiği plajda yüzükoyun yatıp kızlara bakan tornacı delikanlıların yanık omuzlarına gelsin. bu metni elinde tutan şiir okuruna değil, elinde (ekmek gibi mesela) sadece kolay anlaşılır ve somut olanı tutanlara gelsin.

en önde hiç yürümemişlere.
yalan atan dilencilere.
terli enselere.

murat sözer

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder