5 Kasım 2014 Çarşamba

85


saçların, bir başka hayatta ne kadar anlamlı olurdu değil mi
birlikte yazardık bütün güzel şarkıların bütün güzel sözlerini
içinden hayat geçerdi:hayat dediysem başımın dönmesini tarif etmek için
başımın dönmesi:bir çocuk, parkta bir salıncaktan aniden düşer gibi
ve maske! ah evet, kırmızı, parlak ve içimizden dışımıza doğru
okyanustan kıyıya, ateşten suya doğru güvenli kara bir parça ve maske!

yani demem şu ki, ben bu yalnız ardıç ağacını en çok senin altmış yaşına
sen altmış yaşında belki hayat azgını, bir incecik kırılganlık olacaksın
çocukların olacak, şiirlerin,kitapların,söylediğin neşideler
uzak bir mutluluk hayal ederek, uzak bir mutluluk, uzak bir sevmeler biçimi

yeniden başlayabilirsem şiire ve hayata, yedeğimde yarısı içilmemiş merlot
yedeğimde hiç bir zaman cesaret edilmemiş bir çılgınlık ormanı saklayacağım
bunu yapacağım, kızların kulesi ve üsküdar – kuzguncuk  arası bana şahitlik edecek
bana: talihsiz bir kaçkın olan, şiir yazan ve durmadan saçlarını düşünen

saçların, bir başka hayatta ne kadar anlamlı olurdu değil mi

ben bir hızır bulurdum ıslıklanmamış, sen bir nota bulurdun hiç birine benzemeyen
sakallarıma aklar düşerdi belki son bahar gelirdi ve unuturduk montlarımızı

buraya geldim!

burada, alfabenin ilk harfi geçilir, kimya bilgisi, marketler,caddeler geçilir
ve bir ateş hayal edilir etrafında dans edilmek için

bir ateş hayal edilir ve laf değiştirilir tükenince cümleler:
sahi sen hiç kanaatin tekke pilavından yemiş miydin be hocam?



İSMAİL KILIÇARSLAN


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder