saçların,
bir başka hayatta ne kadar anlamlı olurdu değil mi
birlikte
yazardık bütün güzel şarkıların bütün güzel sözlerini
içinden
hayat geçerdi:hayat dediysem başımın dönmesini tarif etmek için
başımın dönmesi:bir çocuk, parkta bir
salıncaktan aniden düşer gibi
ve maske!
ah evet, kırmızı, parlak ve içimizden dışımıza doğru
okyanustan
kıyıya, ateşten suya doğru güvenli kara bir parça ve maske!
yani
demem şu ki, ben bu yalnız ardıç
ağacını en çok senin altmış yaşına
sen
altmış yaşında belki hayat azgını,
bir incecik kırılganlık olacaksın
çocukların olacak,
şiirlerin,kitapların,söylediğin neşideler
uzak bir
mutluluk hayal ederek, uzak bir
mutluluk, uzak bir sevmeler biçimi
yedeğimde
hiç bir zaman cesaret edilmemiş bir çılgınlık
ormanı saklayacağım
bunu
yapacağım, kızların kulesi ve üsküdar – kuzguncuk arası bana şahitlik
edecek
bana:
talihsiz bir kaçkın olan, şiir
yazan ve durmadan saçlarını düşünen
ben bir hızır bulurdum ıslıklanmamış, sen bir
nota bulurdun hiç birine benzemeyen
sakallarıma
aklar düşerdi belki son bahar
gelirdi ve unuturduk montlarımızı
burada,
alfabenin ilk harfi geçilir, kimya bilgisi, marketler,caddeler geçilir
ve bir
ateş hayal edilir etrafında dans edilmek için
bir ateş hayal edilir ve laf değiştirilir tükenince cümleler:
sahi sen
hiç kanaatin tekke pilavından yemiş miydin be hocam?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder