sen yalıyı görürsün ben harabeyi
çocuğun kolundaki simit kolyesini
ayazda giydirilen gocuk eskisini
çayın çıngırtısını,
martıyı martıyı ürpererek
sen gözü görürsün ben dalgın buğuyu
başağın gök maviyken biçilmiş boynunu
kalbin her vuruşunu, bir haber bekleyerek
çocuğu
gelmeyen çocuğu
sen düşeş görürsün ben kemankeş
köşeyi dönüverince gülümseyerek
elmayı görürsün pırıl pırıl
sulu tatlı gururlu
üstelik kıpkırmızı sapına dek
sen denizi görürsün iskeleye vurdukça
ben dönerim yerimde, dünya da döner
elma yuvarlanır, elmayı görürüm
elmayı ürpererek
Fatma Şengil Süzer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder