“ Her şey değişirken
yalnız biz aynı kaldık
yalnız biz aynı kaldık
küçücük üç beş kişi
geçmişle oyalandık
yollar bitmez gibiyken
düşlere ulaşılmaz
konuşmadan kaybetmeden
yaşanmadan anlanmaz
uzak, her şey çok uzak
tek sesin yakın bana
yok her şey bitmemiş
seni bana hatırlatan
taksinin camından
vuran rüzgârla ayıldık
yorgun, uykusuz
anıları aradık
Yoruyorsa artık seni
eskinin eğlencesi
değişen sen misin
sen misin?
Yorgun görünüyorsun biraz uzan istersen
sever gibi yapma artık daha henüz vakit varken
bir
kaç yaralı ruh, birkaç bira şişesi
elimizde
bunlar var mutlu olmaya yetmez ki
Yalanlarımız güzel, inanması zevkli
BİR
ŞEY SEVMEYE DEĞERSE ÖLMEYE DE DEĞER Mİ?
birkaç
uyku hapı birkaç kıskançlık krizi
elimizde
bunlar var mutlu olmaya yetmez ki
Çalışmış
kaybetmiş koşmuş yorulmuştuk
birbirimize
içmeden dokunamaz olmuştuk
birkaç
kalp ağrısı birkaç imdat çağrısı
elimizde
bunlar var mutlu olmaya yetmez ki
Bazı
yalanlar güzel
bazı
gerçekler acıymış
bazı
ölümler uzun
bütün
hayatlar kısaymış
Kayıp
bir bavul gibiyim hava alanında
ya
da boş bir yüzme havuzu sonbaharda
çok
mu ayıp hala mutluluk istemek?
neyse
zaten hiç halim yok
Kır
evinin verandasında
bir
rüzgargülüne rastladım
insanmışçasına
konuşmaya
başladım
dedim
benim kadar yalnızsan
tek
gecelik bir aşksan
omuzlarına
abanan
bir
anıdan kaçıyorsan
dibe
vurduysan
ya
da hala düşüyorsan
bir
yaz günü
hiç
bu kadar üşüdün mü
rüzgar
gülü
hiç
ölümü düşündün mü
hayalimdeki
adsız kadın
sanki
ağzımda tadın
eminim
ki sen de
hep
kendini aradın
evimin
yolu beni unutmuş
otellerin
soğukluğunda
tüm
bu garip duygular
bir
tür iç kanama
Artık çok üzmüyor beni
hiç bir sey hissetmiyorum hatta
bir kaç anı sadece onlar da
silinir nasılsa zamanla
bırakmıştım uzun zamandır
ama ihtiyacım var şu anda
bazen bir içki şişesi
yaşam destek ünitesi
bu kez gerçekten giderken
gerçekten terk ederken
sana kapıyı çekerken
uzun uzun bakıyorum son kez
soluk soluğa
Daha gerçek yalanların doğrularından
hiç bir sey hissetmiyorum hatta
bir kaç anı sadece onlar da
silinir nasılsa zamanla
bırakmıştım uzun zamandır
ama ihtiyacım var şu anda
bazen bir içki şişesi
yaşam destek ünitesi
bu kez gerçekten giderken
gerçekten terk ederken
sana kapıyı çekerken
uzun uzun bakıyorum son kez
soluk soluğa
Daha gerçek yalanların doğrularından
o
yüzden boğuluyoruz bir bardak suda fırtınadan
zaman
beni ben zamanı öldürüyorken
tuttum
nefesimi atmaya seni beynimden
ama o zaman da kalbim boşa dönüyor
hep
sana atan bir yürek nasıl inansın
bunca
tesadüfler nasıl açıklansın
bana
bunca zaman sonra bunu hissettiren,
öylesine
bir rüzgar olamaz kalbime esen
DÜNLE
BUGÜN ARASI SANKİ DAHA UZUN HAYATIMDAN
hiç
kimseye mektup yok
ölmüş
insanlar insansızlıktan
Suç
yok suçlu yok
hayat
böyle anladım.
aşk
yok artık yok
ama
zamanla alıştım
Senle
ben hep böyle kalacağız
git
gide eriyip yok olacağız
yavaş
yavaş
sorma
neden niçin,
her
şey yalnızlıktan
bak
güzel
bir gün ölmek için
düş
yok gerçek yok
bak
sonunda anladım
yaz
yok kış yok
artık
zamanı karıştırdım
Gönülçelen, gönülçelen
Aynı anda utanmadan
Kırıklarını aldırdım kalbimin
Zırhımı çıkarttım astım portmantoya
Güzel vücutlar boş suratlar
Benimse yenmiş tırnaklarım
Titrek ellerim var
Zırhımı çıkarttım astım portmantoya
Güzel vücutlar boş suratlar
Benimse yenmiş tırnaklarım
Titrek ellerim var
Evet dedi ben de seni aldattım
Bir kez de değil üstelik
Çünkü beni çok kanattın
Çok sevdiğim bir yalandın
Bir kez de değil üstelik
Çünkü beni çok kanattın
Çok sevdiğim bir yalandın
Gönülçelen, gönülçelen
Aynı anda utanmadan
Hem kırıcı hem kırılgan
Yordun beni gönülçelen
Yordun beni gönülçelen
Tüm
kaybolanlar kaybolmuşlara rastlarsa
zamanın
birinde
tek
bir damla gözyaşım göle düşerse
ellerimden
kayıp gidince
bir
uyansam uyansam uykumdan
bir
damla gözyaşı var elimde bir damla ellerimde
sonunda
görürüz belki
sen
de ben de
uçsuz
bucaksısız
bu
yalnız şehirde
Sıkı
bir yağmur yağsa şimdi
beni
de oluklardan akıtsa
sonra
denize karışsam
eğer
o beni çağırırsa
Hiç
var olmamış bir dünyayı gerçekmiş sanıp
Yürürüm ipte ağım yokken hem de kopkoyu içim
İnan çok çalıştım bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için
İnan çok çalıştım bu kalpsiz dünyayı sevebilmek için
Sardunyaları seyrettim bir çölden gelip
Son defaymış gibi
İNSANLAR
Mektupları şişedeyken
Daha on yediymiş
Oyundan kalkmak isterken
Trafikte akmayan
özgürlük bir ağızdan aralıyor geceyi
batmadık ama su alıyoruz
alt üst olmuş coğrafyadan
Her güzel şey bitermiş
Ask nedensiz sevmekmiş
Kulağımda gürültüler
Uyurken televizyon açık kalmış
Bir ülkenin bodrum katında
Kirli bir savaş varmış
YAŞAMAK ALIŞMALARDAN SONRA
Bir çiçek yılı sonra
Geceler boyu ağladım şairleri sevip
Güneşteyim eriyor balmumum
sapır sapır dökük kanatlarım
aksın bacaklarından oluk oluk
milyonlarca doğmayacak çocuklarım
Son defaymış gibi
Kaybederken kendimi
En ucuz şaraplarda
Sırılsıklam vücudunda
bir yanım anlamsız ve tutarsız bir telaşta
bir yanım küllenmiş zoraki sevdada
bir bulut saklıyor sanki
akacak yaşları uykusuz gözlerimden
akacak yaşları uykusuz gözlerimden
bir vapur kalkışı
bir başka zoraki firar verdiğim sözlerimden
bir başka zoraki firar verdiğim sözlerimden
Bana hatırlat
Nasıl bir şeydi
Bir şeye inanmak
Tutkuya tutunmak
İNSANLAR
DÜNYA DÜŞMÜŞ ÜSTLERİNE
KIPIRDAYAMIYORLAR
İNSANLAR DENEMİYORLAR BİLE
Boş ver beni
Mühim değilim
Bu onun hikayesi
Çok beyazdı,kir tutardı
Ömrü kelebek kadardı
Mektupları şişedeyken
Birde bakmış deniz yokmuş
Tek başına dans ederken
Mutsuzluktan sarhoşmuş
Daha on yediymiş
Oyundan kalkmak isterken
Kağıtlar dağıtılmış
Bu hava boşluğunda
Artık herşey satılıkmış
Trafikte akmayan
Hep onun şeridiyken
Söylediği son şarkı
"Elveda zalim dünya"ymış
Bu çığlık çığlığa dalgalar
Ve hüzünlü güzel martılar
Rüzgara çarpıp, çarpıp gelip
Doluyorlar kalbime
Ve hüzünlü güzel martılar
Rüzgara çarpıp, çarpıp gelip
Doluyorlar kalbime
Yalnızım uçurum kıyısında
Hayat ve ölüm arasında
Tüm hayatım akıp geçiyor
Ayaklarımın altında
Hayat ve ölüm arasında
Tüm hayatım akıp geçiyor
Ayaklarımın altında
Bir iskambil falında,
Çıkmıştık birbirimize
O güzel kupa kızıydı
Sinek valesiydim bense
O güzel kupa kızıydı
Sinek valesiydim bense
Gece yarısı o perşembe
Rastladım köprü üstünde
Ağlama dedim, o ağladı
Trabzanlardan indiğinde
Saçların mı ıslak
Ağlama dedim, o ağladı
Trabzanlardan indiğinde
Saçların mı ıslak
Yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep
Senin için rüzgarda hep
Yağmur mu var?
Gözlerin mi daldı
Yoksa sıkıldın mı sorulardan?
Hiç geçmez mi gözlerinden
Hiç geçmez mi gözlerinden
Bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi ol, eri ağzımda
Sırılsıklamdı soyundu
Bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi ol, eri ağzımda
Sırılsıklamdı soyundu
Vücuduma dokundu
Biraz pürüzlü tenimde
Biraz pürüzlü tenimde
Yaşam hücrelerimi buldu
Mutluydum o uyudu
Sarıldım sayıklarken
Tanımadığım o adları
Tanımadığım o adları
Yanımda çırılçıplak
Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Erir ağzımda
Beni alnımdan vurdular
Saçların mı ıslak yoksa ıslak mı yaşamak dedim
Senin için rüzgarda hep yağmur mu var
Gözlerin mi daldı yoksa sıkıldın mı sorulardan
Hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?
Bir kar tanesi ol
Kon dilimin ucuna
Bir kar tanesi
Erir ağzımda
Beni alnımdan vurdular
Pembe karanfilli kız
her gece vuruyorlar
pembe karanfilli kız
kurşun karanlıktaki sesiyle
aralıyor geceyi
aralıyor geceyi
herşeyim orada kalıyor
herşeyim, orada
sabah
sabah
uzun bir yelken direğinin
ucunda sallanıyor saatlerin,
ateşin ve suyun sesi susuyor
Beni alnımdan vurdular
ateşin ve suyun sesi susuyor
Beni alnımdan vurdular
pembe karanfilli kız
her gece vuruyorlar
pembe karanfilli kız
kurşun kemikteki sesiyle aralıyor
geceyi
geceyi
SANA YAZDIĞIM ŞARKILAR TAKILIYOR
AŞILI DUT DALLARINA
AŞILI DUT DALLARINA
özgürlük bir ağızdan aralıyor geceyi
ellerini duyuyorum kapalı gözlerimi
ısıtan
ısıtan
HER ŞEYİM,
ELLERİNE KALIYOR
yavaşlıyor ama duramıyor dünya,
zaman kimseden değilken yana
gitmiş herkes evlerine bomboş
BOŞ VER Mİ DİYORSUN KANASIN.
batmadık ama su alıyoruz
hissetmeden basıp toprağa,
tuz basmadan yaralarıma
boşver mi diyorsun kanasın.
alt üst olmuş coğrafyadan
cebinde bozuk paralarınla;
kendi mezarına selam durup
boşver mi diyorsun kanasın.
Her güzel şey bitermiş
Ask nedensiz sevmekmiş
Kulağımda gürültüler
Uyurken televizyon açık kalmış
Bir ülkenin bodrum katında
Kirli bir savaş varmış
Sordum niye sattın diye yoksulluğunu?
Dedi, elimdeki sadece oydu
Niye sattın vücudunu?
Daha mı kötü dedi, satmaktan ruhumu?
Tek başıma bu vücutla fırlatıldım bu dünyaya
Aşk da basit pişmanlık da, hayat hoyrat bu zamanda
Şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya fahişe
Yaşamak alışmaktır
İşportada satılan kadın geceliklerine
Alışmak manavlara
Alışmak doçentlik tezlerine
Hep bu yeşilleri giy
Bu moru tak saçlarını topla da
Bunu sen de bilirsin
Alışmak yaşamaktır bakıp bakıp kendine
Yaşamak bir gün uyanmaktır
Birgün birdenbire yalnız kalmaktır
YAŞAMAK ALIŞMALARDAN SONRA
ALIŞTIĞIN HER ŞEYLE SAVAŞMAKTIR
Karanlıktan ıslanan çiçekleri
Koyacaklar eski bir kitabın arasına
Her çiçek toplayışta seni anacaklar
Gözüpek bir çocuk gibi
Çıktın diye güzlerin karşısına
Bir çiçek yılı sonra
Bir saksıda bekleşen sardunyaya
Karışacak su mavisi gözlerin
Bir çiçek yılı sonra
Kim bilir hangi rüzgarda
Bin umut yılı sonra
Kim bilir hangi sularda
Bir çiçek yılı sonra
Kim bilir hangi denizde
Bin umut yılı sonra
Kim bilir hangi göktesin
Yağmalanmış kentleri sen bilirsin
Anıt dikerler ölülerin anısına
Seni toprağında unutacaklar
Seni kitaplarda anacaklar
Yazdan kalma bir günden
Ya da Çölde Çay filminden
Bir sahne var aklımda
Oyuncular sanki biziz
Mutsuzuz ikimiziz
Kimi aşklar hiç bitmezmiş
Bizimkisi bitenlerden
Sevmeye yeteneksiziz
İki yabancı iki yabancı
Birlikte ama yalnız
İki yabancıyız
Hani o güneşin batışı
Bizi tanrıya inandırışı
Şu an o akşam aklımda
Ama çok zaman önceydi
Yaralarımız ağır değildi
Yine de bağışladım ben hep seni
Hem seni hem de kendimi
O kadar yoktun ki
Yazdan kalma bir günden
Ya da Çölde Çay filminden
Benim de sahneler aklımda
Seninkilerden farklı ama
Artık kendini kandırma
Yoktur üstüne senin
Güzeli çirkin yapmakta
Suçuysa dünyaya atmakta
Neyin bildin ki değerini
Benimkini bileceksin
Bunu da tabi mahvedeceksin
Saat 03:00 olmuş,resimler buruşmuş
Karlar erirken saçlarımda
Sen hep güzelsin,benimse içtiğim
Her bir damla yaralarıma vurmuş.
Koşma yorulduysan,anaforda boğulduysan
Sen de korkuyorsan yalnızlıktan
Bilme istemiyorsan,bir an bile gülmüyorsan
Sen de sıkıldıysan yalanlarımızdan
söktüm attım kalbimi
boğulsun dalgada
sonumu bekliyorum
sardunyalar arasında
Bir kalp atışında
O yaz sıcağında
Bir damla gözyaşımla
Bitmiş haziran
Dün insanlara baktım
Ya da Çölde Çay filminden
Bir sahne var aklımda
Oyuncular sanki biziz
Mutsuzuz ikimiziz
Kimi aşklar hiç bitmezmiş
Bizimkisi bitenlerden
Sevmeye yeteneksiziz
İki yabancı iki yabancı
Birlikte ama yalnız
İki yabancıyız
Hani o güneşin batışı
Bizi tanrıya inandırışı
Şu an o akşam aklımda
Ama çok zaman önceydi
Yaralarımız ağır değildi
Yine de bağışladım ben hep seni
Hem seni hem de kendimi
O kadar yoktun ki
Yazdan kalma bir günden
Ya da Çölde Çay filminden
Benim de sahneler aklımda
Seninkilerden farklı ama
Artık kendini kandırma
Yoktur üstüne senin
Güzeli çirkin yapmakta
Suçuysa dünyaya atmakta
Neyin bildin ki değerini
Benimkini bileceksin
Bunu da tabi mahvedeceksin
Saat 03:00 olmuş,resimler buruşmuş
Karlar erirken saçlarımda
Sen hep güzelsin,benimse içtiğim
Her bir damla yaralarıma vurmuş.
Koşma yorulduysan,anaforda boğulduysan
Sen de korkuyorsan yalnızlıktan
Bilme istemiyorsan,bir an bile gülmüyorsan
Sen de sıkıldıysan yalanlarımızdan
söktüm attım kalbimi
boğulsun dalgada
sonumu bekliyorum
sardunyalar arasında
Bir kalp atışında
O yaz sıcağında
Bir damla gözyaşımla
Bitmiş haziran
Dün insanlara baktım
kendi kirli camımdan
terk edilmişlerdi çoktan
yaradan tarafından
Teoman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder