19 Ağustos 2024 Pazartesi

YÜRÜMEK

                                     

 “ LAMBALARA ÇARPIP SERSEMLEYEN BÖCEKLER GİBİ DE HİSSETTİĞİM OLUYOR KENDİMİ → ŞU ANDA → GÖZ GÖZE GELDİĞİMDE: KUDÜS’LE.

FİLİSTİNLİ KARDEŞİM!
FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİM!
BU FOTOĞRAFIN HER MİLİMETRE KARESİNDE VARSINIZ.
SABRIN GÜDÜLEDİĞİ ŞEYİN VARACAĞI SON NOKTA DEVRİM.
DIŞARIYA KAR YAĞIYOR: “ PAROLA NEDİR BUGÜN?”

Nuri Pakdil


......

Kulaklarımıza şu cümleleri akıtacağım. Ama önce bu cümleleri duyabilmek için geri çekilmemiz gerekiyor. Dünyanın yaratılmasından önceki sessizliğe ermeye niyet etmemiz gerekiyor. Bu geri çekilişin içini tercih edilmiş bir yalnızlık tohumuyla güzelleştirmek gerekiyor. Sert bir bilincin her nesneyi bir düşünce zerresi halinde ruhumuza saldırtması gerekiyor. Korkmak ve düşünmek gerekiyor sonra. Bu sözden öte, bir adama bu sözleri söyleten o sıkışmış ve patlamaya hazır zihnin hücrelerini düşünemesek bile hayal etmeye çalışmak gerekiyor. Çünkü kimse kimseyle henüz tanışmamıştır. Tanışmayacağız da!

Aklın ve deliliğin ötesinde bir yerde
Bırakınız cümleyi, kelimeyi, harflere nüfus etmenin gözü pekliği.
Savaşçı. Kendiyle ve dünyayla ve edebiyatla kıran kırana savaşan…
Ve şunu haykırıyor ATEŞ HATTINDA HARF MÜFREZELERİNDE:

“ KONUŞ BİZİMLE!
BİR PANKART AÇ GÖKYÜZÜNDE!
BELALARI TARTMA YETENEĞİNİ ÇOKÇA DOLDUR GÖMLEĞİMİN CEBİNE, ARKADAŞIM GECE!”

....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder