14 Nisan 2023 Cuma

biliyorum çok geç oldu

                                    



Ayak bileklerimden bir de tutup sözüm ona

Ellerimle de duyarak basıyorum toprağa
Deli deprenişlerin köpüğüyüm yoksa
Ne hah yerleşip oturdum
Ne bir ayak yeri eşeledim
Ne bir dam aradım başımda


Perişan toztoprak içinde eşyam
Yanlardan
Arkadan otların arasından
Vahşi bir hayvan fırlıyor hatıramın sırtına


Yerim ve yurdum belli değil
Yeni atamdım aşkın tıpanlarına
Neyin memuruyum ben nerdeyim


Artıyor çizgi çizgi
Fahrenayt ellidokuz atmışbir


Eyvah hüzün bu
Eyvah hüzün yine
Çatıda alnımın


Hüznüm ağam oldu eyvah
Bir şey yap silkip at


Çare ne – herneyse
Titrek elime zor
Çalkalanıyorsa bir yerde
Ölüyorsa bir yerde
Bağlantılarım tam otomatik
Arzı mıyım ben
Tırnak arlarına kıymık giren ellerin


Hadi düşün beni
İçim otursun aklım
Durulsun diye


Ankara gölü gören bir dağ
Sisler ve katran
Ruhum
Bir iki yaşımda
Aynı boyda çam ağaçları


İki titrek ışık’ız
Güneş altında iki insan gövdesi
Bir gün yağmurlar
Açlıklar perişan saçlar dudaklar


Daima biraz fazlasıyla önünde
Dalgakıranların


Şunu da yaz bedeli olsun
Sabırla titreyerek öyle yalın
Ve kimsesiz olmadan oturacağız
Kıyısında ayrılığın


Cahit Zarifoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder