29 Nisan 2023 Cumartesi

GÜN UZUN GÜNLER KISA

                                      


"Liszt’in piyano sesleri aklımda. Soğuk bir ses, temkinli. Oldukça güzel bulduydum. Araya giren her şey o sesle beraber aktı durdu. Kimsin sen diyor bana. Zamanla anlaşılır diyorum. Zamanla anlaşılmadı, belki soru kendini yineledi durdu. Birbirini seyreden iki sessizlik olarak kalmışız o ikindide. Şimdi burada boş vermişliğimi uyutmayan dalgın sessizlik."


14 Nisan 2023 Cuma

biliyorum çok geç oldu

                                    



Ayak bileklerimden bir de tutup sözüm ona

Ellerimle de duyarak basıyorum toprağa
Deli deprenişlerin köpüğüyüm yoksa
Ne hah yerleşip oturdum
Ne bir ayak yeri eşeledim
Ne bir dam aradım başımda


Perişan toztoprak içinde eşyam
Yanlardan
Arkadan otların arasından
Vahşi bir hayvan fırlıyor hatıramın sırtına


Yerim ve yurdum belli değil
Yeni atamdım aşkın tıpanlarına
Neyin memuruyum ben nerdeyim


Artıyor çizgi çizgi
Fahrenayt ellidokuz atmışbir


Eyvah hüzün bu
Eyvah hüzün yine
Çatıda alnımın


Hüznüm ağam oldu eyvah
Bir şey yap silkip at


Çare ne – herneyse
Titrek elime zor
Çalkalanıyorsa bir yerde
Ölüyorsa bir yerde
Bağlantılarım tam otomatik
Arzı mıyım ben
Tırnak arlarına kıymık giren ellerin


Hadi düşün beni
İçim otursun aklım
Durulsun diye


Ankara gölü gören bir dağ
Sisler ve katran
Ruhum
Bir iki yaşımda
Aynı boyda çam ağaçları


İki titrek ışık’ız
Güneş altında iki insan gövdesi
Bir gün yağmurlar
Açlıklar perişan saçlar dudaklar


Daima biraz fazlasıyla önünde
Dalgakıranların


Şunu da yaz bedeli olsun
Sabırla titreyerek öyle yalın
Ve kimsesiz olmadan oturacağız
Kıyısında ayrılığın


Cahit Zarifoğlu

13 Nisan 2023 Perşembe

kış

                                            



Ses kışı. Ateş yırtıldı. Çarpıldık. 
Ürktü insanı aşkıyla terleten kitap 
Bir bağ vardı gitti Bağdat'tan öte
Çöktü bir akşam güne Şam'dan önce

Kurumuş üzüme de râzıydık çürüttün 
Yaralanmış ayı kullanarak kızıl dağ 
Soluğunu yollayarak zaman zaman üstümüze 
Daralttın gençliğe ve bahara susamış gönlümüzü

Baharı seller götürdü boğuldu yaz 
Kırıldı kristal vakitler güz kadehi 
Ne çok mezar taşları taşıyarak sırtında 
Çıkıp gelmesini bildin ölüm tüccarı

Ben ki ölümsüzlüğe ermiştim deşe deşe 
Ülküleri düşünceleri düşleri insan çiçeğini 
Aşmıştım kaç kere Hızır'la âbıhayatın kemerini
Geçip çılgın gerçeğe devirerek büyü mendireğini

Sezai Karakoç
1974



8 Nisan 2023 Cumartesi

yine memleketim üstüne söylenmiştir

                                          


Memleketim, memleketim, memleketim,
ne kasketim kaldı senin ora işi,
ne yollarını taşımış ayakkabım,
son mintanın da sırtımda paralandı çoktan,
                 Şile bezindendi.
Sen şimdi yalnız saçımın akında,
                            enfarktında yüreğimin,
                  alnımın çizgilerindesin memleketim,
memleketim,
memleketim...


Nazım Hikmet

Pırağ, 8 Nisan 958



3 Nisan 2023 Pazartesi

İSLAM TARİHİ

                       


....

Senin rızan için tutulan oruç
Akabe – teypten yükselen sesler
Hamza’yı korumak için koşardı
herkes
Bir mızrak boyunda ilk yenilgiler

Serkisof olmasa sanki zaman yok
Tespihten akardı cihanın kiri
O serin seccade Müslüman alın
Hicret’in ilk günleri gibiydi

....