- Modern Türk şiirini konuştuğumuzda 2. Yeni’nin günümüz şiiri üzerinde inkar edilemeyecek bir tesiri var. Süleyman Unutmaz’ın kendi şiir kulvarı üzerinden hareketle 2. Yeni’nin günümüz şiiri üzerindeki etkisi hakkında neler söyleyebilir?
- “Hepimiz İkinci Yeni’nin paltosundan çıktık” desem doğrunun bir parçasını söylemiş olurum. Ama şu demek değil bu: hala İkinci Yeni şiirini yazıyoruz. Elbette yazmıyoruz, yazamayız. Ama o şiirin açtığı yoldan geçerek bugünün şiirine geldiğimiz de bir gerçek. Mesela Yahya Kemal okumayan yoktur neredeyse ama bugün o şiiri yazabilir miyiz? Yazsak ortaya plastik, ruhsuz manzumeler çıkar. Ne o İstanbul var, ne o Türkiye ne de o insanlar. İkinci Yeni de aşağı yukarı 65 sene öncesinin Türkiye’sinde başlamış bir akım. Tabi birkaç şair bir araya gelip bir akım başlatalım demedi. Zaten o ismi de şairler vermedi. 65 sene zaten uzun bir zaman, hele Türkiye için oldukça uzun. Türkiye’nin modernleşme hikâyesi içinde kültürel bir çıkıştır İkinci Yeni ve yeni bir insanı dile getirir. Hem Garip akımı hem İkinci Yeni aynı zamanda politiktir de. İnsanın kendi tarihinden kaçmasının şiiridir ikisi de. Hürriyet duygusu baskın, şehirli, bağsız ve maneviyatı neredeyse olmayan bir insandır bu. Sezai Karakoç’un Edip Cansever şiirinden söz ederken kullandığı “materyalist şiir” tanımı durumu çok iyi özetler.
Elbette çok iyi şiirler de yazılmıştır o zaman. Bugün hala severek okuduğumuz pek çok şiir hala canlıdır. O şairlerin yazdığı şiiri gerçek ve iyi şiir yapan da o zaman için yeni ve modern oluşuydu. Şiir tarihimizin esaslı ve bereketli bir parçasıdır. Bugün ise yazılan şiirde İkinci Yeni izlerini gördüğümü söyleyemem. 90’larda yazılan şiirin günümüz şiiri üzerindeki etkisi daha baskın diyebilirim.
Ama Sezai Karakoç ve İsmet Özel şiirinin etkisi her anlamda sürüyor. Çünkü bu iki isim İkinci Yeni şiirinden kopuşu da gerçekleştirir. Cahit Zarifoğlu da mesela ikinci kitabıyla ayrılmıştır oradan. Zaten o akımın şairleri de 70’lerden sonra başka bir şiiri yazdılar. Şiirimizde şu oldu: Her akım kendi dönemini yansıttı ve şimdi şairlerin bu türden bir ekole mensubiyeti kalmadı. Her şair kendi özerk alanında şiirini yazıyor ve olması gereken bu. Türkiye’de yenilikler dönemi kültürel ve edebi anlamda kapandı. Çünkü o serüvenler Türkiye tarihindeki değişimlerin parçalarıydı. Şimdilerde kültürel ve edebi olarak ve bunun başlıca sebebi olarak da toplumsal bir yozlaşma ve sürükleniş içindeyiz. Bu devirde şair kendini bir girişimin parçası olarak görmüyor. Ayrıca teknik olarak konuya bakarsak Türkiye modernleşmesi pek çok sakatlıkla malul olsa bile şiirimizin daha sağlıklı aşamalardan geçtiğini, kendini sürekli yenilediğini, yeni kanallar bulduğunu ve Türkçe şiirinin dünyada yazılan en diri ve en esaslı şiir olduğunu söylemek isterim. Ve bunun bize çok şey söylediğini…"
...........................
İtibar 97'deki söyleşimizden
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder