Kim yetiştirdi bu gûne servden bâlâ seni
Bûydan hoş rengten pâkizedir nâzik tenin
Beslemiş koynunda gûyâ kim gül-i ra'nâ seni
Güllü dibâ giydin ammâ korkarım nâzâr eder
Nâzenînim sâye-i hâr-i gül-i dibâ seni
Bir elinde gül bir elde câm geldin sâkiyâ
Kangisin alsam gülü yahut ki câmı ya seni
Sandım olmuş ceste bir fevvâre-i âb-ı hayât
Böyle gösterdi bana ol kadd-i müstesnâ seni
Ben dedikçe böyle kim kıldı Nedîm'i nâtüvân
Gösterir engüşt ile meclisteki minâ seni.
Gül-ü rana seni koynunda beslemiş gibi, nazik tenin kokudan güzel, renkten temiz ve lekesizdir.
Nazlım ! Güllü elbise giydin ama, korkarım ki diba gülü dikeninin gölgesi seni incitir.
Ey Saki ! Bir elinde gül, bir elinde kadeh tutarak geldin.Acaba hangisini alsam ? Gülü mü, kadehi mi, yoksa seni mi ?
O eşsiz boynu görünce bir ab-ı hayat fıskiyesi sıçramış sandım.
Ben : "Nedimi böyle mecalsiz bırakan kimdir ?" dedikçe , meclisteki şarap şişesi parmakla seni gösterir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder