15 Ekim 2015 Perşembe

MONARŞİ


Ben kurtların eviyim
Çatım harap, komşularım cimri ve bunak
Sığ ufuklar kesmiş yollarını
Toprağım aç
Oğullarım kavgalı, kızlarım dargın
Ve genzimde türkülerim tutsak

Bir dost yok burada bana
Bu can çekişen vadisinde saltanatımın
Bir dost yok ki kapımı çalsın
Şu kuduz rüzgârlar gibi
Etime dişlerini geçirirken mırıldanarak
“Seni görmek geldi içimden sadece
Seni görmek için geldim ben”
Ama yok kimse
Kimse gelmedi bugüne dek
Vermedi kendini hiçbir güzel
‘Bu genç iskeletinden sevgilinin”
Hiç armağan beklemeden

      Ben kurtların
      Gıcırdayan dişlerinin çemberine hapsolmuş
      Bu külden mezbahanın kutlu döşeklerinde
      Gezinen farelerin efendisiyim
      Yiğidini kaybetmiş bir kocakarı
      Gibi ağlayıp dövünemem
      Bodur denklemlere kalmış olsa da işim
      Kuluyum kölesiyim ben
      O sonsuz merhametin    

      Ne güvercin umurumda artık
      Ne kışkırtır beni şahin
      Türkülerim geçimsiz
      Ve zorba beylerimle geldim
      Şakakları dövülmüş bir demir gibi
      Ağır ağır kızararak açılıyorken gün
      İndim zeytin ağaçlarına kayısı bahçelerinden
      -  Getirdiğim bir armağan yok
      Ve istirahat verdim mangama ebediyen

Elimde karanlık uykularımdan kırpılan bir bilet

04.30- 6.30 hayaletler dünyasından

Geçtim taretleri pançoları ve aşklarıyla sürgün

O meçhul taburları terk ederek

Yıldızlardan biçili hantal

Bana keten kumaşlardan işlerdi zehir

İşte geldim karnımın bir acıya bitiştiği yerden

Karnımın aşağsından başlıyor şehir


   HAKAN ŞARKDEMİR




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder