kurtalan treni’nde unutulan bir kız çocuğu
yıllardan kimbilir dokuz yüz kırk üç müdür
sürdürür ömrü boyunca başladığı yolculuğu
yıllardan kimbilir dokuz yüz kırk üç müdür
sürdürür ömrü boyunca başladığı yolculuğu
kurtalan treni’ni sanki rüyasında görmüştür
kederli bir yağmur içinde bütün camları buğulu
yolcuları bakışarak bir vehameti bölüşür
kederli bir yağmur içinde bütün camları buğulu
yolcuları bakışarak bir vehameti bölüşür
gece rampalarında yalnız bir devin soluğu
uyku bastırmıştır cıgaralar söndürülmüştür
sessiz bir öfkeyle büyür dışarda simsiyah doğu
içkiye dalmış bir subay yok bir kadınla öpüşür
karısı süheylâ mı hâlâ okşayıp durduğu
çünkü beykoz’da bırakmış siirt’te hayat müşküldür
vagon penceresinden ayın gözlerinde doğduğu
o kız çocuğu sabaha karşı gizlice üşümüştür
dudakları masmavi dağ istasyonlarının soğuğu
ıslak bir gazetede tobruk nihayet düşmüştür
haydarpaşa’dan beri her yolcunun okuduğu
niğde’de elma sarılmıştır üstüne çay dökülmüştür
nedir tren düdüklerinin çığlık çığlığa sorduğu
bir şehri terk ederken susmak bu kadar güç müdür
kadere dönüştüren nedir sıradan bir yolculuğu
yıllardan attilâ ilhan dokuz yüz kırk üç müdür
hani kurtalan treni’nde o kızın unutulduğu
yoksa bütün unutulanlar zaten ölmüş müdür
Attila İlhan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder