yağdı yağmur... çaktı şimşek
Romy Schneider için.
Deniz kıyısında koşuyordum
Birden ormanın içine girdiğimi farkettim
Şimşek çaktı, gök gürledi, yağmur başladı
Ormanda yapayalnızdım
"Ne kadar somut şiirler yazıyorum" diye sevindim
Ormanı, şimşeği ve yağmuru yazmıştım
Kaplansa içerilerde bir yerlerdeydi
Şimdi onlar gerçektiler
Şimdi benim yazdığım gibiydiler
Bulutların arasından çıkan pembe bir ışık, denizin
gökle birleştiği yerde pembe bir çizgi çiziyordu
"Ufukta pembe bir çizgi vardı" diye yazabilirim ben
Bu cümlenin bu kadar somut olduğunu kim bilebilir?
Evet, somut şiirler yazıyorum ben, siz bilebilir misiniz?
"Bir zamanlar bir Romy vardı" desem, "Ufukta pembe bir
çizgi vardı" anlar mısınız?
Ya da "Aşık ya da başka bir şey olmak" desem,
"başka bir şey olmak" nedir bilebilir misiniz?
Bunu benim için yapar mısınız?
Çünkü ben "Bu şiir Romy'yi anlatmıyor", derseniz,
sevinerek "Bu şiir Romy'yi anlatıyor" anlayacağım
Romy de "Unutamıyorum, ama yaşamak istiyorum" demişti,
bunun apaçık "Unutmamak ölmek demektir" olduğunu
kim anladı?
Siz anladınız mı?
" 'Gitme kal' diyemedik sana Romy, ama gitme kal " dediniz
mi?
Bir zamanlar bir Romy vardı
Evet, somut şiirler yazıyorum ben, siz de bok yiyin!
ahmet güntan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder