Ağaç gece seyredilir
Suda gümüşten servidir
İstanbullu Nedim için
Ak bedenli gelinleri
Melül mahzun kayınları
Sever Riyazanlı Yesenin
Bende bir kavak ürperir,
Nerde olsam sesi gelir
Muhacirliğimden beri.
Her ağaç gibi kavak da
Ömrünce durur ayakta
Gözler durur bir şeyleri.
Gözler şose boylarını,
Anadolu köylerini
Sarı sıcak yaz gününde.
Beni de gözledi kavak,
Geceleri haykırarak
Hapishanenin önünde.
Şahit ayıplarımıza
Şahit kayıplarımıza
Umudumuzun şahidi
Şahit bitlenişimize,
Topraktaki işimize,
Hey gidi kavak, hey gidi.
Kavaklarını övmekten,
Kuru kuruya sevmekten
Ne çıkar ki memleketim!
Kara toprağa eğilip,
Yüzümün terini silip
Bir tek kavak dikemedim.
Beni de gözledi kavak,
Geceleri haykırarak
Hapishanenin önünde.
Şahit ayıplarımıza
Şahit kayıplarımıza
Umudumuzun şahidi
Şahit bitlenişimize,
Topraktaki işimize,
Hey gidi kavak, hey gidi.
Kavaklarını övmekten,
Kuru kuruya sevmekten
Ne çıkar ki memleketim!
Kara toprağa eğilip,
Yüzümün terini silip
Bir tek kavak dikemedim.
Nazım Hikmet
Stockholm 1956
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder