gidiyorum atımı giydirip kırmızıyla ve kanla
onbeş yaşımın bayrağıyla atlayıp çitlerden,
kireçlerde, elma kabuklarında söndürüp uykumu
hevesin aşıladığı bir şeyde bir şeyi
uzatınca boynumu garson bu gece
öpmeler olsun anneden ve bitkilerimi
yıkayan bir bitkidir kar yeniden
cebimde kozalaklarla uyumuşum gibi kokuyorum canıma,
kalkınan bir ovaya bakarak kuşlar
sevgiyle taşıyorlar hafifliklerini
dereboylarında demek ne güzel öyleyse dereboylarında
ulu çamlarda ve sert kabuklarda
güneşe seslenerek dinlenen bir aile ruhu, sevdim usulca
patikalarda, yılanlardan uykulu toprakta
tabiatı boydan boya ısıtan bir atın ruhu, sevdim
avuçla içilen bir aynayı tartıyorum, denedim
ben bir gitmeyi bir sabaha dikerken acıkan
Ahmet Murat
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder