15 Mart 2023 Çarşamba

HAYATI VE ESERLERİ

                      

Köyde, o uzun sıkıntıları evrensel bir tanıma yollarken, kahvede köylülerle gevrek kahkahalarla sohbetler de ettin, onlara yazmaktan edebiyattan falan bahsetmedin, böyle iki kişilik bir hayatı da salimen yaşadın, çiftçilik yaptın, Hacırahmanlı futbol kulübünün kurucularından da oldun, Birinci dumanları arasında Zebercet'i ölüme doğru yaşatırken, Zebercet'in başka çaresi yoktu, Bodur Minareden Öte gibi edebiyatımızın en güzel aşk öykülerinden birini yazarken, şu fotoğraf hala bu kadar canlıyken, 1989'da öldün ve 32 sene sonra geldin beni buldun, içten içe bunu biliyordun da, yazan bunu sezer, bilir, yaktık sigaraları, seni Zebercet olmaktan Serpil kurtardı değil mi, yoksa o uzun aşk seni de yakabilirdi, çünkü 1973'de çıktı Anayurt Oteli, sen Serpil'le 1959'da tanıştın, kesinlikle aşkın, bekleyişin nasıl bir ölüm olduğunu biliyordun, evlenene kadar benim bildiğim 14 sene geçti, evlendiğin sene çıktı Anayurt Oteli, Zebercet astı kendini çünkü beklediği gelmedi, dedim. Gülerek, bak duyuyorum sesini, eminim duyduğum gibiydi sesin, doğru söylediğimi hemen kabul etmedin, elini omzuma koydun, aslında gülmen kabul ettiğin anlamına geliyordu, bunu benim anladığımı kısa süre sonra anladın ama gene de romanın başka siyasal açılımları da var dedin, onu biliyorum, farkındayım onun ama merkez onlar değil, derdin onlar olsa Zebercet olmazdı kahraman dedim.

Koltukta oturmayı seviyordun, kendine bunu yakıştırıyordun, koltukta kendine güvenen batılı biri oluyordun, Hacırahmanlı çok uzaklarda kalıyordu o anlarda, tam bir varoluşçu gibi bakıyordun: yaban, uzak, insanları sevmeyen biri. Beni yıllar sonra yeniden buldu, fethetti bu kitap dedim, e boşuna yazmamışız yav deyip güldün. Tekrar köydeydik işte. Ellerin arkada kavuşmuş, bana köylülerden, köylülükten, şefkatle, alayla, küçümseyerek, severek, tahlil ederek bahsettin. Batılı tarafın ve Ege köylüsü tarafın birbirinin sözünü keserek konuşup durdular. Ezan sesine hayvan sesleri karıştı, yüzüne baktım. İnce bir tebessüm vardı.

Zebercet'i umut öldürdü. Ama umut da ona lazımdı, katili de olsa dedin. Doğru! dedim. Sarıldık, ben yola, gelip geçen minibüslere doğru yürürken, gene gel, dedin.

Gelmeyeceğim.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder