16 Haziran 2022 Perşembe

hürriyet kasidesi

                                                          


Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten

Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten

Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten

Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten

Muini zalimin dünyada erbab-ı denaettir
Köpektir zevk alan sayyad-ı bi-insafa hizmetten

Hemen bir feyz-i baki terk eder bir zevk-i faniye
Hayatın kadrini âli bilenler hüsn-i şöhretten

Nedendir halkta tul-i hayata bunca rağbetler
Nedir insana bilmem menfaat hıfz-ı emanetten

Cihanda kendini her ferdden alçak görür ol kim
Utanmaz kendi nefsinden de ar eyler melametten

Felekten intikam almak demektir ehl-i idrake
Edip tezyid-i gayret müstefid olmak nedametten

Durup ahkam-ı nusret ittihad-ı kalb-i millette
Çıkar asar-ı rahmet ihtilaf-ı rey-i ümmetten

Eder tedvir-i alem bir mekînin kuvve-i azmi
Cihan titrer sebat-ı pay-ı erbab-ı metanetten

Kaza her feyzini her lutfunu bir vakt için saklar
Fütur etme sakın milletteki za'f u betaetten

Değildir şîr-i der-zencire töhmet acz-i akdamı
Felekte baht utansın bi-nasib- erbab-ı himmetten

Ziya dûr ise evc-i rif'atinden iztırâridir
hicâb etsin tabiat yerde kalmış kabiliyetten

Biz ol nesl-i kerîm-i dûde-i Osmaniyânız kim
Muhammerdir serâpâ mâyemiz hûn-ı hamiyetten

Biz ol âl-i himem erbâb-ı cidd ü içtihâdız kim
Cihangirâne bir devlet çıkardık bir aşiretten

Biz ol ulvi-nihâdânız ki meydân-ı hamiyette
Bize hâk-i mezar ehven gelir hâk-i mezelletten

Ne gam pür âteş-i hevl olsa da gavgâ-yı hürriyet
Kaçar mı merd olan bir can için meydân-ı gayretten

Kemend-i can-güdâz-ı ejder-i kahr olsa cellâdın
Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten

Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin
Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten

Anılsın mesleğimde çektiğim cevr ü meşakkatler
Ki ednâ zevki aladır vezâretten sadâretten

Vatan bir bî-vefâ nâzende-i tannâza dönmüş kim
Ayırmaz sâdıkân-ı aşkını âlâm-ı gurbetten

Müberrâyım recâ vü havfden indimde âlidir
Vazifem menfaatten hakkım agrâz-ı hükümetten

Civânmerdân-ı milletle hazer gavgâdan ye bidâd
Erir şemşîr-i zulmün âteş-i hûn-i hamiyetten

Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyetten

Gönülde cevher-i elmâsa benzer cevher-i gayret
Ezilmez şiddet-i tazyikten te'sir-i sıkletten

Ne efsunkâr imişsin ah ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten

Senindir şimdi cezb-i kalbe kudret setr-i hüsn etme
Cemâlin ta ebed dûr olmasın enzâr-ı ümmetten

Ne yâr-ı cân imişsin ah ey ümmid-i istikbâl
Cihanı sensin azad eyleyen bin ye's ü mihnetten

Senindir devr-i devlet hükmünü dünyaya infâz et
Hüdâ ikbâlini hıfzeylesin hür türlü âfetten

Kilâb-ı zulme kaldı gezdiğin nâzende sahrâlar
Uyan ey yâreli şîr-i jeyân bu hâb-ı gafletten


Namık Kemal





15 Haziran 2022 Çarşamba

cz

                              

İkinci Yeni'nin de biraz ötesinde, kendi sancağında gürültülü bulutlar, dervişane hasretler, şiirin incelttiği gövdeler, sesler, Marmara toprakları, saçlarında lodos birikmiş aşklar, artisliklerle 40 yıl ve 7 yıl.

11 Haziran 2022 Cumartesi

KAVAK AĞAÇLARININ HIŞIRTISI



“Aslında anlatılana kadar hiçbir şey olmamıştır.”
Virginia Woolf

Ben çocukken Ay’ı Allah sanırdım. Gökte Ay'ı görünce, Allah’ın bizi izlediğini heyecanla düşünür, yine de bakmayı sürdürürdüm Korkuyla değil. Allah kelimesinin gözlerimizin önünde beyaz bir parıltı halinde olması beni rahatlatırdı. Köyümüzdeki o dar, iki yanında yıkık duvarların olduğu engebeli yoldan dedemgilin evine giderken, yolun sağındaki virane evin duvarlarına gölgeler inerken, bostanın yanındaki kuyu uyurken henüz çok küçükken yuttuğu dayımın oğlunun ruhuyla, akşam olurken, gökyüzüne akşam ezanı eşlik ederken, dedemin beyaz sakallı yüzü yürüyüşüme karışırken, birazdan oturacağımız yer sofrasının sevinci hissedilmeye başlarken, babamın ya da dayımın büyük adımlarına küçük adımlarım eşlik ederken, onların konuşmalarına kulak kabartırken, köpekler havlarken görürdüm Ay’ı orada. Çok yakındaydı ve çok uzaktaydı. Çok uzakta oluşu haşyet verir, çok yakında oluşu çocuk ruhumu efsunlu bir mutlulukla örterdi. Kalbim aya doğru yükselirdi o serin akşamlarda.
..........



"Kavak ağaçlarının çok uzağında yaşarken şimdi, ince uzun gövdesiyle bazen rüzgârdan yıkılıverecekmiş gibi sallanan kavak ağaçları, içimde duyduğum bitmeyen hışırtılarıyla uyuyamadığım gecelerde beni mutlu ederler."

10 Haziran 2022 Cuma

ALMANYA’DAN UKRAYNA’YA 5 BİN MİĞFER




Gogol çok üşüdü bu kış kendinden
Yaktı Ölü Canlar'ı ısınamadı
Bir keşiş yarattı kelimelerden
Delirdi olmadı öldü olmadı
.....
Zaman geçmiş geçmemiş tarih baki
Ukrayna kimseye yaranamadı
Doğudan kış geldi batıdan bahar
Mihver Kant, Hegel ve miğfer yolladı
......