"Yaza yaza yazar oldum, önce, uzun zaman
sadece kendim için, bugünse başkaları için."
"Yaşamak için yazıyorum ve yazmak için yaşıyorum ve yazıyla
hayatın tamamen birbirine karıştığını hayal etmek benim için hiç de uzak bir
şey değil..."
"Nasıl yazar olduğumu kabaca biliyorum. Nedenini tam olarak
bilmiyorum. Acaba var olmak için, sözcük ve cümleleri sıralamaya mı ihtiyacım
vardı gerçekten? Birkaç kitabın yazarı olmak, var olmam için yeterli miydi?"
"Yoksa söyleyecek son derece özel bir şeyim mi vardı? Ama
ne söylemiştim? Söylenecek ne vardı? Var olduğumu söylemek mi? Yazdığımı
söylemek mi? Yazar olduğumu söylemek mi? Neyi iletme ihtiyacı? İletmeye ihtiyaç
duyduğumu iletme ihtiyacı mı? İletmekte olduğumu iletme ihtiyacı mı?"
"Yazı diyor ki, ben buradayım ve başka hiçbir şey yok, ve
işte biz gene sözcüklerin karşılıklı paslaştığı, kendi gölgelerinden başka şeye
hiç rastlamadan sonsuza kadar birbirlerini yansıttıkları o aynalar
sarayındayız."
"Yazı beni koruyor. Sözcüklerimin, cümlelerimin, birbirine
ustaca bağlanan paragraflarımın, zekice programlanmış bölümlerimin siperi
altında ilerliyorum. Ustalıktan yoksun değilim. Hâlâ korunmaya ihtiyacım var
mı? Ya kalkan bir prangaya dönüşürse?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder