.................................
Tolstoy o sabah hiç uyumamış gibi uyandı. Köylü gömleğini asık ama bilge yüzüyle sırtına geçirdi, sırtıma geçirdi. Sabaha baktı, yaşıyor olmanın bütün yükleriyle doluydu Tolstoy ama sabah hafif ve kuşların hatırasından ibaretti sanki. Tütünü boşladığından beri daha zinde buluyordu duyuyordu kendini. Kuvvetli. Kemerine avucunu geçirip gerindi. Merdivenleri yaşına göre hızla inip ahıra gitti. Atının alnını okşadı ve ona sevgi sözleri söyledi. Eyeri atın sırtına koydu ve atına atlayıp sabaha karıştı.
Kısa süre sonra ormana dalmıştı. Ağaçların kutsal kokuları, nemli kuru yapraklar, hayvanların güzel sesleri sakallarını okşayarak atını koşturuyordu. Gittikçe hızlandı. İÇİNDE piyano seslerine yazdıklarının feryatları karışıyordu. "Rusya" diyordu kendine "Rusya ana! Oğlunu bağışla."
............................................
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder