Edebiyatseverler
Gogol’ün “Palto” hikâyesini hatırlayacaktır. Silik kişilikli, yoksul bir küçük
memur olan Akakiy Akakiyeviç’in bin bir zorlukla diktirdiği palto çalınır.
Adam görünürde soğuktan fakat daha çok
paltosunu ararken uğradığı aşağılanmadan dolayı ölür. Ölümünden sonra
sokaklarda dolaşan hayaleti insanların paltolarını alır. Bu sade hikâye Rus
edebiyatında gerçekçiliğin kapısını açar. O kadar ki Dostoyevski onun etkisini
işareten “Hepimiz Gogol’ün ‘Palto’sundan çıktık” der.
Bizim edebiyatımızdan ilk anda üç palto
geliyor aklıma. Gerçi bunlar doğrudan yazarların hayatından çıkma paltolar ama
işaret ettikleri mana Gogol’ün “Palto”sundan daha az etkileyici değil.
İlki Yahya Kemal’in paltosu: Yahya
Kemal, Nazım Hikmet’in annesi, güzelliğiyle meşhur Celile Hanım’la büyük bir
aşkı paylaşmıştır. O sıralarda Bahriye Mektebi’nde okuyan genç Nazım Hikmet’in
hocası olan Yahya Kemal, özel hoca olarak da eve gelip gitmektedir. Fakat Nazım
bu aşkı fark eder ve Yahya Kemal, bir gün evden çıkıp yürürken sağ elini
paltosunun cebine soktuğunda bir not bulur. Nazım Hikmet yazmıştır: “Hocam
olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz.”
Kıskanç, vehimli ve kendisini evliliğe
hazır hissetmeyen Yahya Kemal’in Celile Hanım’a bir özür mektubu yazarak büyük
aşkı bitirmesinde bu notun da payı olmalı. Mutsuz bir evliliğin ardından ikinci
evliliğini yapmak üzere bir genç kız gibi çeyiz hazırlayan Celile Hanım’ın ise
çok sarsıldığı ve uzun süre kalmak üzere Paris’e gittiği anlaşılmaktadır. Nikâh
evrakını bile tamamlayan Celile Hanım’ın uğradığı hüsran üzer bizi. Yahya
Kemal’e kızarız için için. Fakat o da az bedel ödememiş, ömür boyu evlenmeyen
şair, kendisini yalnızlığa mahkûm etmiştir.
İkinci palto Haşim’in: Kadınlarla
ilişkisi hayli problemli olan Haşim de –geçirdiği iki çok kısa evlilik ve bir
nişana rağmen- edebiyatın yalnızlarındandır. Onun bireysel şiiri ile yaşantısı
arasındaki bağlantıları arayan Asım Bezirci, Haşim’in kendisini yakışıklı
bulmayışına da değinir ve “Başım” şiiri üzerinde durur. Bilindiği üzere Haşim,
bu şiirinde dışarıdan bir göz olarak kendi fotoğrafına bakar ve seyrettiği
başta güzellikten çok çetinlik ve mihnet bulur. Nişanlı olduğu sırada yemeğe
davet edilen Haşim’e müstakbel kayınvalide mükellef bir sofra kurar. Özellikle
uskumru dolması Haşim’in iltifatına mazhar olur. Anlaşılan o ki, iyi niyetli
kadın, damadına bir sürpriz yapmak ister ve bir kâğıda sardığı üç adet uskumru
dolmasını gizlice Haşim’in paltosunun cebine koyar. Ertesi gün Haşim vapurda
elini cebine soktuğunda kâğıdı yağlanmış paket içinde uskumru dolmalarını fark
eder. Hayatı da saf estetik ölçülerde yaşamak istediğinden olacak bu hareketi
çok bayağı bulur ve nişanı bozar. Oysa gerçekten sevilen bir nişanlıdan insanı
ne vazgeçirebilir ki? Aşk meşk babında cesur olmayan Haşim acaba bahane mi
arıyordu?
Üçüncü palto Akif’inki. Bundan daha önce
de bahsetmiştim, defalarca yazsam yine bıkmam. Akif, bir milletin varlık yokluk
savaşı verdiği o günlerde I. Millet Meclisi’nde Burdur mebusudur. “İstiklâl
Marşı”nın güfte yarışmasına para ödüllü olduğu gerekçesiyle girmemiş, Hamdullah
Suphi’nin ödül meselesinin bir şekilde halledilebileceği sözü üzerine kabul
etmiş ve o ihtişamlı şiiri yazmıştır. Nitekim güfte yarışmasının birincisine
vaat edilen ve o gün için ciddi bir meblağ olan beş yüz liralık ödülü bir hayır
derneği olan Darülmesai’ye bağışlar. “İstiklâl Marşı” güftesinin kabul edildiği
gün Meclis’e gelen Akif’in cebinde bir arkadaşından borç aldığı iki lira vardır
ve sırtındaki palto, Baytar Şefik Kolaylı ile nöbetleşe kullandığı paltodur.
Şaşılacak bir şey yok aslında. Akif ki
Milli Mücadele’ye katılmak için yanında oğlu Emin’le yolun büyük kısmını
neredeyse yürüyerek Ankara’ya geçerken taşıdığı pakette Sebilürreşad’ın
klişeleri ile tek kat çamaşır vardı. Yazdıklarıyla yaşadıkları arasında mesafe
olmayan, fikri ile zikri bir Akif samimidir. Samimiyet ise her zaman saygı
uyandırır ve bana göre Gogol’ünkü dâhil palto hikâyelerinin en güzeli
Akif’inkidir.
Nazan Bekiroğlu
fotoğraftaki gariban: orhan veli
fotoğraftaki gariban: orhan veli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder