Fena, Süleyman
Unutmaz’ın ilk şiir kitabı. Geçtiğimiz ay İzdiham Yayınları’ndan çıktı. Altı
bölümden oluşan kitap otuz altı şiir ihtiva ediyor. Kitaptaki şiirler
farklı biçimsel yapıları ile dikkat çekiyor. Kısa lirik şiirler, epik şiirler,
hece şiirleri aynı kapağın altında toplanmış bulunuyor.
Farklı biçimsel yapılarına rağmen Süleyman Unutmaz’ın şiirleri birbirinden
uzak şiirler değil. Bu denli farklı yapıdaki şiirleri ortaklaştıran, benzer bir
sese toplayan ise şiirlerin neşet ettiği duyarlılık. Süleyman Unutmaz,
‘kendilik’inin şiirini yazıyor. Kendisine samimiyetle eğilen bir duyarlılığın
şiirleri yazılanlar. Bu samimiyet şiirlerin son derece gerçekçi olmasına yol
açıyor aynı zamanda.
Öfkesi kendine yönelmiş rap şiirler
Son yıllarda yazılan şiirlerin büyük bölümü, modernliğe yönelmiş bir öfkeyi
bünyesinde barındırıyor. Kent yaşamının eleştirisi bu şiirleri var eden nihai
güç. Mustafa Kutlu, bu denli şiirler için
“rap şiir” tanımlamasını yapıyor ki oldukça doğru bir tanımlama. Süleyman
Unutmaz’ın bazı şiirleri de bu tarz şiirlere hem biçim hem de söyleyiş
açısından yakın. “Lan", "ulan” ile başlayan mısralarla Unutmaz
şiirinde karşılaşmak mümkün. Fakat yukarıda değindiğimiz samimiyetle kendisine
eğilme tavrı şiirlerini, öfkesinin kurbanı olmaktan kurtarıyor. Süleyman
Unutmaz modernlik eleştirisini, kente ve kent insanına yönelmiş bir öfke ile
değil, kendisine yönelmiş bir bakışla, kendi tecrübeleri üzerinden yapıyor.
Gerçekçi ve inandırıcı
Yapmış olduğumuz tespitlerin en fazla somutlaştığı şiir “Mesnevi Okuyup
Sigara İçen Mütesettir Kızlar Beni Neden Sevmezler Erkan?” şiiri. Şiirin
başkarakteri Unutmaz’ın kendisi. Taşradan gelen bu İstanbul acemisi şair,
Mustafa Kutlu’ya şiirlerini bıraktıktan sonra Çorlulu Ali Paşa Medresesi’ne
hatıralarını dinlendirmeye geçiyor. Geçer geçmez ilk yaptığı mekana dair
gözlemlerini aktarmak. “Burası gökyüzünün altında no mahrem bakış
çubukları için/ Burası postmoderne ayna tutmak için şairler kız ayarlasın için” tespitini yapıyor.
Oldukça gerçekçi gözlemlerini sürdürüyor şair. Yan masaların biri üzerinde
duran kitabın ismini ve yayınevini verecek kadar gerçekçilikle aktarıyor
gözlemlerini. Sonrasında Erkan’la dertleşmeye başlıyor. Arada kalmışlığından,
taşralılığından, beceriksiz İslamcılığından dem vuruyor. Her dile getirdiği
aslında yaşananlara dair bir eleştiri. Fakat bu eleştiriyi kendi üzerinden
yapması şiirleri daha samimi ve inandırıcı kılıyor.
“İyiyim, incinecek kadar”
Süleyman Unutmaz fena bir şair. Ancak bu fenalığı kendisine. Öfkesinin
sentetik değil de estetik olmasını sağlayan hüner de bu. Kendi yaşantısı
üzerinden büyük bir şiir kurmayı Türk şiirinde en iyi İsmet Özel başarmıştır. Unutmaz’ın şiirde yürüdüğü
yol da böylesi bir yol. Ortaya çıkan şiirin büyüklüğü ise şairlerin yaşamı ile
orantılı. Uzun yola çıkmaya hüküm giymek ile incinecek kadar iyi olmak neye
denk ise öyle.
Serdar Arslan yazdı, dünya bizim.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder