8 Mart 2015 Pazar

Öfkesi kendine yönelmiş rap şiirler

Fena, Süleyman Unutmaz’ın ilk şiir kitabı. Geçtiğimiz ay İzdiham Yayınları’ndan çıktı. Altı bölümden oluşan kitap otuz altı şiir ihtiva ediyor.  Kitaptaki şiirler farklı biçimsel yapıları ile dikkat çekiyor. Kısa lirik şiirler, epik şiirler, hece şiirleri aynı kapağın altında toplanmış bulunuyor.

Farklı biçimsel yapılarına rağmen Süleyman Unutmaz’ın şiirleri birbirinden uzak şiirler değil. Bu denli farklı yapıdaki şiirleri ortaklaştıran, benzer bir sese toplayan ise şiirlerin neşet ettiği duyarlılık. Süleyman Unutmaz, ‘kendilik’inin şiirini yazıyor. Kendisine samimiyetle eğilen bir duyarlılığın şiirleri yazılanlar. Bu samimiyet şiirlerin son derece gerçekçi olmasına yol açıyor aynı zamanda.

Öfkesi kendine yönelmiş rap şiirler

Son yıllarda yazılan şiirlerin büyük bölümü, modernliğe yönelmiş bir öfkeyi bünyesinde barındırıyor. Kent yaşamının eleştirisi bu şiirleri var eden nihai güç. Mustafa Kutlu, bu denli şiirler için “rap şiir”  tanımlamasını yapıyor ki oldukça doğru bir tanımlama. Süleyman Unutmaz’ın bazı şiirleri de bu tarz şiirlere hem biçim hem de söyleyiş açısından yakın. “Lan", "ulan” ile başlayan mısralarla Unutmaz şiirinde karşılaşmak mümkün. Fakat yukarıda değindiğimiz samimiyetle kendisine eğilme tavrı şiirlerini, öfkesinin kurbanı olmaktan kurtarıyor. Süleyman Unutmaz modernlik eleştirisini, kente ve kent insanına yönelmiş bir öfke ile değil, kendisine yönelmiş bir bakışla, kendi tecrübeleri üzerinden yapıyor.

Gerçekçi ve inandırıcı

Yapmış olduğumuz tespitlerin en fazla somutlaştığı şiir “Mesnevi Okuyup Sigara İçen Mütesettir Kızlar Beni Neden Sevmezler Erkan?” şiiri. Şiirin başkarakteri Unutmaz’ın kendisi. Taşradan gelen bu İstanbul acemisi şair, Mustafa Kutlu’ya şiirlerini bıraktıktan sonra Çorlulu Ali Paşa Medresesi’ne hatıralarını dinlendirmeye geçiyor. Geçer geçmez ilk yaptığı mekana dair gözlemlerini aktarmak. “Burası gökyüzünün altında no mahrem bakış çubukları için/ Burası postmoderne ayna tutmak için şairler kız ayarlasın için” tespitini yapıyor. Oldukça gerçekçi gözlemlerini sürdürüyor şair. Yan masaların biri üzerinde duran kitabın ismini ve yayınevini verecek kadar gerçekçilikle aktarıyor gözlemlerini. Sonrasında Erkan’la dertleşmeye başlıyor. Arada kalmışlığından, taşralılığından, beceriksiz İslamcılığından dem vuruyor. Her dile getirdiği aslında yaşananlara dair bir eleştiri. Fakat bu eleştiriyi kendi üzerinden yapması şiirleri daha samimi ve inandırıcı kılıyor.

“İyiyim, incinecek kadar”

Süleyman Unutmaz fena bir şair. Ancak bu fenalığı kendisine. Öfkesinin sentetik değil de estetik olmasını sağlayan hüner de bu. Kendi yaşantısı üzerinden büyük bir şiir kurmayı Türk şiirinde en iyi İsmet Özel başarmıştır. Unutmaz’ın şiirde yürüdüğü yol da böylesi bir yol. Ortaya çıkan şiirin büyüklüğü ise şairlerin yaşamı ile orantılı. Uzun yola çıkmaya hüküm giymek ile incinecek kadar iyi olmak neye denk ise öyle.

Serdar Arslan yazdı, dünya bizim.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder