“ Ne güvercin umurumda artık
Ne kışkırtır beni şahin
Türkülerim geçimsiz
Ve zorba beylerimle geldim
Şakakları dövülmüş bir demir gibi
Ağır ağır kızararak açılıyorken gün
İndim zeytin ağaçlarına kayısı bahçelerinden
- Getirdiğim bir armağan yok
Ve istirahat verdim mangama ebediyen
Elimde karanlık uykularımdan kırpılan bir bilet
04.30- 6.30 hayaletler dünyasından
Geçtim taretleri pançoları ve aşklarıyla sürgün
O meçhul taburları terk ederek
Yıldızlardan biçili hantal
Bana keten kumaşlardan işlerdi zehir
İşte geldim karnımın bir acıya bitiştiği yerden
Karnımın aşağısından başlıyor şehir”
MONARŞİ/ HAKAN ŞARKDEMİR
orda, bir kış uykusunda geçen yalnızlığında, bitmeyen tek şeyin bitmek üzere olduğu anlarda, eylülün doruğunda, gözlerini kapatışının mayısında yani, yine özleyeceksin soğuk çatıları, martılarının çocuklara yaptıklarını unutamayacaksın, koparsan kopmayacak çiçekler, bir daha denizi görmeyecek çünkü pencerelerin, sahi sen hiç yalnız kaldın mı?
YanıtlaSilSAĞLIĞINA...!
YanıtlaSil