22 Nisan 2019 Pazartesi

MESNEVİ OKUYUP SİGARA İÇEN MÜTESETTİR KIZLAR BENİ NEDEN SEVMEZLER ERKAN?



Hâlbuki ben bu halde bile caizim onların hançerlerine
Bu halde bile boğulmadım boğdurulmadım
Eski tüfeklerden adım geçer de dönüp bakmazlarmış
Ateş olsun almazlarmış kırmızısı uçuvermiş dudaklarına
İstemedim tek buse ne nazda ne hazda gözüm var
Medrese cesetlerine nazır masallarda yıllar önce
Sene 99 ben İstanbul acemisi yıllar önce
İnmişim trenlerden adım yakama ilikli
Mustafa Kutlu’dan çıkmışım vermişim şiirlerimi
Talebeyim ama talip değilim ne yeşile ne ala
Yalnız şiir kartalların soyundan ama toy bir ağrı
Seğirtmedim bir güzele
99
Divan yolu tarihten başını uzatmış bir kuğu yansıması
Hava sıcak terim taze
İstanbul işte önce güzel sonra güzel sonra manidar
Ulan beni buraya alırlar mı telaşıyla Çorlulu Ali’de
Ama herkes biliyor sanki şairim ya!
Ne demek efendim burası sizler için
Buyurun tabi burası beceriksiz İslamcıların hatıralarını dinlendirmesi için
Burası gökyüzünün altında no mahrem barış çubukları için
Burası postmoderne ayna tutmak için şairler kız ayarlasın için
Şööle iç geçirsinler afallatsınlar kendilerinden kaçarken şiirlere tutulanları

O zamanlar Kanuni yeni sakal bırakmıştı halk farkında
Kanım bir uykuyu köpürtüyor ya nadasa bırakmışım mısralarımı
Masalara mekik dokuyan gözlerim bir kıza bir oğlana takıldı
Masada “Üç İstanbul”  oğlak yayınları kızda nargile
Mesnevi okuyan bir kız mı bilmem
Ama benim taşrada okuyan hayallerim ezbere almış bu manzarayı
Ben sanki dokunmuşum bilmem kaç sene sonraki serencama
Özenti deme Erkan biraz daha fazlası
Nargilesiz de olur kabul ama daha da fazlası
Çorlulu olmasa da olur ama daha fazlası

Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar kiminle evlenir Erkan?
Mavi Marmara’dan galip dönen İslamcılarla mı?
Sakalları yüzüne nur katmışlarla yakışıklı mı?
Risale-i nur talebeleri değil Erkan olur mu?
Bak ben severim onları da onların evliliğini de
Onların yumuşacık Müslümanlıklarında semirttikleri saadetlerini de
Ben severim onların nefes alırcasına girdikleri sevapları da
Ben elbette severim nisa taifesinin pıtır pıtır çiçek açmasını
Dindar kocalarının kollarında
Ben niye sevmeyeyim Erkan evveli çile ahiri konfor olan Müslümanlığı
Ben niye beğenmeyeyim Rumeysa Nur ve Bilal’i çocukları Taha’yı
Öyle şey mi olur Erkan niye yüzüm ekşisin İsrail’i lanet mitinglerinde
4X4’lerde Filistin bayrağı bana neden vermesin gaza sevinci
İftarda Cola Turca içen kardeşlerim yıkacak bir gün İsrail’i
Kalbim mühürlendiyse o benim iman eksikliğim
Yoksa Numan Kurtulmuş iyi adam
Sen de kızma artık Başakşehir ümmetine

Mesnevi okuyan mütesettir güzel sigara içen kızlar kime aşık olur Erkan?
Esmer yüzleri cool bakarken delikanlıların
Hayatın tam içinden fırlayan tam pratik tam yerinde
Yani şiiri kullanacağı yeri iyi bilen
Biraz monna biraz rosa yani aşkı nasıl servis edeceğini iyi bilen
Kitaplarda saklı yaralar gibiyken o kızların yüzleri
Sadra şifa şeylerden güneşin gördüğü şeylerden bahseden
Aşkı 12den vurup o yüzleri yere seren
Onlara mı onlar çok onlar adisyonlara incelikler indiren
Onlar beni daha da ben seni daha da sen yapan
Deli olmadığımızı ikna için bizlere tetik düşürten
Öğrenemedik Erkan kalbin bu işlerle alakası olmadığını
Kalbin de var yeri ve zamanı olduğunu
Kalbin zamanında 7/24 ün çok fazlalığını

Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevmez Erkan?
Mesnevi okuyup sigara içen mütesettir kızlar beni neden sevemez Erkan?
Geceleri hepsi benim sevgilimken gündüzün bozgunu ne o zaman
Aşk ayrı hayat ayrıysa kaldık bu yakada o zaman
Şairlerin gerçekten varlığına kimleri ikna etsek Erkan
Bizi gömdükleri şiirlerden hortlasak da korkutsak mı o zaman
İlham denen orospuyla arayı açsak mı bir zaman
Çok yorgun bir estetiğe kurban aramak değil
İsmet Özel’i seven bir kız tanıdım Erkan
Manyak mısın oğlum bu kadarı yeter mi dersen
O kadarı çok bile gerisi bonus Erkan

Yanlış kurulmuş bir soruya aşkı ihale mi ettik Erkan?
Aşk yanlış kurulmuş bir hayalse
Soruyu siktir et o zaman



Kitap-lık, Haziran 2011
Fena shf: 18,19,20

21 Nisan 2019 Pazar

irençberler hoşça tutun öküzü / pir sultan abdal


Dağdan kütür kütür hezen indirir
İndirir de ateşlerde yandırır
Her evin devleğin öküz döndürür
İrençberler hoşça tutun öküzü
Öküzün damını alçacık yapın
Yaş koman altına kuruluk sepin
Koşumdan koşuma gözlerin öpün
İrençberler hoşça tutun öküzü
Abdal Pir Sultan'ım kaynar coşunca
Tekne hamur kalmaz ekmek pişince
Adem at öküzün çifte koşunca
İrençberler hoşça tutun öküzü.

18 Nisan 2019 Perşembe

terleyen'e


senin baktığın tez olsun, sen aşkını belirleyen
kış ortasında her şeyden yanar gibi terleyen

andın gizli kapaklı kaç yüzyıldır sürüyor
gizlisin güçlüsün, kar altında bahar gibi terleyen

aşkın derin sularda batmış bir geminin anısıdır
uzak doğudan, kanlı sudan, çölden döner gibi terleyen

hüseyinin hasanın ateşini bir humma gibi duyup
bir çöl susuzluğunu ve aşkı anar gibi terleyen

sarardın kaç yazlar geçti bütün olanların üstünden,sen
dorukta terleyen deniz dibinde bir fener gibi terleyen

terledin, aşkın sularla su gibi aktı ama tükenmedi
ey ölümsüz utku, ey yaban atlara biner gibi terleyen

kim bakar çeltiklere kim bakar küçük çocuklara, sen
olmasan. her damarından teker teker kanar gibi terleyen

yeni insan sensin, eski kanların her şeye alışık çünkü
kırık bir basamaklı bir merdivenden iner gibi terleyen

Turgut Uyar

13 Nisan 2019 Cumartesi

GÜZEL SÖZLER





........

Benim annem dinmeyen bir yağmur göklerdeki babamızdan
Kendime bir rüya bulamadımsa da eksilmedi güzelliğim
Kulaklarım hep aynı hikâyenin uğultusunda
Size zarflar kuşlar kahvaltılar ayarlayan sabah benim gözümü almıyor
Zarflarınız sarı lekeler taşıyor kâğıtlarıma
Sizi el ele görsem bundan bir şiir çıkarırım o ne güzel bıçaktır
Bilseniz çolak bir tanrının hatırasısınız en fazla
Bilseniz kendini kandırma sanatında cennetlik olduğumu
Sizleri toplu fotoğraflarda alkışlayan hayat
Çok teşekkür eden tatlı dilinizin rengârenk çiçekleri
Kül tablasından fazlası etmiyor dua saatlerinde
Ben o tan yerinin kızıllığından başlıyorum ağrımaya
Dilime perçin vuruyor dinmeyen barbarlığım
Hiç çünkü üstüme alınmadım bunları sessiz ölümümde


Bir ayakkabı tamircisinin namusuna kafa yoruyorum ezan okunduğunda
Kiremitleri yağmura çağıran şehir akşamlarındasın
Gelmeyen bir mektuba âşık oluyorum zift tutuyorum
Kelimelerin çalışkanlığı yağmalıyor odalarımı
Buğdaylara bakan gözlerini sarartan açlık yakama yapışıyor
Tozunu aldığın biblo hayatın mı iyi bak
Dalgınlığın sığar mı gazetelere
Tebessümün yaralarını saklıyor mu bildiklerinden
Senin de babama benziyor Müslümanlığın
Senin de Beyrut’u özlüyordur incinmişliğin
.......

11 Nisan 2019 Perşembe

KIŞIN SUSTURDUĞU SOKAK



.......................................................................

MAHALLENİN EN ÇİRKİN KIZINA


  .......................

  Sonra hatıralarımda birinin üşüdüğünü düşündüm.

  Hatırladıkça onun hala o köyde, o yılda çok güzel üşüdüğünü düşündüm.