20 Mart 2013 Çarşamba

39


geçti mi dizinin ağrısı kalbimin şenliği
geçti mi eski evin balkonu Beşiktaş’ta
geçti mi kış, geçti mi yaz, ten ki dokunulmaz
geçti mi Mercan’da satılan renkli saksılar.

geçti mi diyordum Londra’da bir kış ikindisi
geçti mi kurabiyeler satan dükkân, ince ışıklı
geçti mi sor, o ilk günden ne hatırlıyor Kapalıçarşı
geçti mi heves büyük caddelerden, çarpıştık mı?

geçti mi cami önünde içtiğim karanfilli sigara
geçti mi filiz veren çiçeğim, kızım Nar, türküm
geçti mi Samatya sahilinde çektiğin fotoğraf…
geçti mi hayatın ustalığı, haklı çıkma bahsinde

geçti mi Kemal Tahir’den Ritsos’a o tarçın
geçti mi yatakların huzuru, Ankara treninde
geçti mi sabaha karşı şehirlerden küçük çatılar.
geçti mi geçen günler diye soruyordu şair
geçti mi Karabük’te bir otelde, uykulu oda
geçti mi şarap dolu kadeh, Kaş’taki balkona
geçti mi Sète’de bir akşam, yokuş aşağı sokaklar
geçti mi titreyişi ellerimin, korkarım sensizlikten.

geçti mi dünyanın ucunda unuttuğumuz med-cezir
geçti mi coğrafya, unutuldu çoktan tarih, sessiz sakin
geçti mi bir melek almıştım Darmstadt pazarından
geçti mi eline, yemeğini yedirmeye çalışırken Nar’ın…
geçti mi o peynir tabağı, Büyükada’da en tepede
geçti mi Ayazma’nın önünde kış günü bulunmuş
geçti mi yalnızlığım tatlı canım, alâcanım
geçti mi ince dudaklarının parlayan elması
geçti mi, elmas değil, elmadır anladığım mücevher
geçti mi okyanusun yakınında pirinç tarlaları

geçti mi acaba ne bileyim, kavga ediyorduk güzel
geçti mi, zor geçer tabii, sevişiyorduk çok güzel
geçti mi dersin, ameliyat olmuştun, yatıyordun
geçti mi, uykusuzdun günlerdir, yüzünü izlerken

geçti mi diye soruyorsam bakma! geçmesin diyedir
geçti mi periler, sana armağan ettiğim ilk şiirden
geçti mi ısmarladığın kahve, sohbet muhabbet dersin
geçti mi hangi deprem, hangi yangın becerebilir

geçti ağrım sevgilim, geçti o ilk gün, her gün içimden.



Onur Caymaz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder