23 Ocak 2013 Çarşamba

ahd-i atik





t e k v i n

ve öyle bir yaz geçirdik Tanrının Bahçesinde

Bozuk paralarda sinemalarda gerçeklerde

Uzak görüşlülüğüne inanıp suların her şeydi taze

yalnızlığımız değil

bomboş ellerimizde sonsuz düzenler

anlaşamadık erinçin ve karşı koymanın gerekçesinde

korkusuz belki ama umutsuz değil ve uykusuz

aklımız kendimizin yapacağı bir şeylerde
dünyanın bütün saatleri onikilerde

her şeylere bir başlangıçtık ve bir sonduk

ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde

biz bir acıydık acımız idi bütün fenerlerde

ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde

indik ve yorgun argın ve saygımız idi yok

boşalmış istanbulda gökte ve her yerde

dünyanın bütün saatleri onikilerde



bir nefesin bütün uykusu kendini yonttu bir taştı

yalnızlığımız değil

kimbilirdi aşk nerde oteller nerde


ah, büyük gök yoksulsun suyumuz bile değilsin

ve maviliğin ve karanlığın ve karşıtlığın nerde
ah yüzgöz olduğumuz sanki karımız deniz
ve karşımız ve arkamız ve her yerimiz

kimbilirdi aşk nerde oteller nerde 



g ö ç 


uzakta. Kimsenin ölmediği o yerde

Uzakta. Hayvanat Bahçesinde
doğurur kendine aykırı fil
yıkanmaya su dağıtılırdı,herkes,
kendi akşamını çıkarırdı karanlıktan.

Kargış, o güzel bitki, ona tapardık!..

Kalabalık ölülere, dirilere bölünürdü
Uzakta. Çok kesilen kağıtlar ülkesinde...

sular o yanlış kökleri çürütürdü.


ve kimsenin hiç görmediği yerde

onun bir kan tadı idi sesinde
benzin ve banka dağıtılırdı, herkes,
göçen, yerleşen bir şey değil
herkes kaçışandı yalnızlıktan
Kadınlar erkeklerle idi, yalnızlıktan
herkes herkesle idi yalnızlıktan...

Kargış, o güzel bitki!


ve sonra duvarları dibinde ölünürdü.

Ölüm idi kolayca yenen kişiyi,
uzakta. Hayvanat Bahçesinde.
bir çocuk , bir öyküde, bir düşü yürütürdü... 


l e v i l i l e r 


...saçlarınızı ve tırnaklarınızı büyütünüz dediler

büyük olsun,
büyüttük...
ve trenlerde gidiniz ve otobüslerde ve gazete
okuyunuz!..
ve hep gidiniz!..

ve atlar ve tüfekler ve sözler eskidi birgün.

O gün. Artık büyüdünüz dediler...
o gün artık büyüdünüz dediler...

...ve birgün yalnız kalındı bütün ilişkilerde

ve kimbilirdi aşk nerde oteller nerde?..

eğlendik köhne uçaklarla, kokulu sabunlarla yıkandık

saçlarımızla, yeleklerimizle kıvandık...

o yağmakaranlık büyürdü durmadan,

"Yalnızdık, Kimsesizdik, Bağışlanmalıydık..."

Ama kimbilirdi aşk nerde, oteller nerde?..


...şeyi indirdik, ses, boş, adı biryerlere yazıldı.

eskiyen nesi varsa onundu, aldı yürüdü, gene de...

Bir susuzluktu onun şarkısı belki tuzlu ve hüzünlü

Her gün bir sevinç yabancıydı onun ağzında
Partilerde Meydanlarda, örneğin SüPanCe boğazında,
çok çok idi, bir gözlük, bir boyun atkısı, bir ölüm!..

Bir gün günah yapılmazdı hiçbir yerde

ama kimbilirdi aşk nerde, oteller nerde!.. 


s a y ı l a r 


Nasıl çoktuk - iyiydik,nasılkalabalıktık - bolduk

Bir tuz ve bir sakal.
Durakta...

Yaşayan bir kediye ağıt. Sonuç.


Sevinçli şapkalara, tüylü kumaşlara, bir adamın son

evine bir çalgıdır bıraktığımız. Sonuç.
Ey - ey, siz,bütün gemicilerin kocaman kaptanları. Sonuç.
eyen güzel ölügemici. 
Sinemalar, defterler, yollar doldu bizimle.

Gelişen bir ağıt.


Askerler ve mızıkacılar için. Sonuç. 

Kimbilirdi nerde oteller nerde..
Artık ellerimiz kimbilir hangi güvertede, karanlık
geceyi bir suyla açıklamaya uğraşıyor. Sonuç.

Gelişen bir ağıt.


Ben 11'le gideceğim sen 17'yle mi?..

Sen beni seversin
atlar öldüğünde ve
şapkam başka olsa bile...

İşte. Bölündük belli olduk.

Durakta. 


t e s n i y e 


Dilerim acıyor sıkmaktan

tiyatrodayız. Yanlışlık sonsuz biçimini buluyor.

ah şaşkın mevsim biraz çılgınsın, kalırız.

otobüsler kaçar, biz kalırız.

herkes çıkar, alkış yok


ah çılgın durak sesin çok uzak

sesin öyle uzak
her şey öyle artıyor, sesin çok uzak

           ben iki kişiyim övüşürüm durmadan


ölü bir balıkız öyle, ölü bir balık

beyaz eli bekleyen
anılarla sayılar ardında

          ben iki kişiyim övüşürüm durmadan


her şey biraz ince biraz kalın

bir cenin büyür şurda perdesi kalın 
göller üstüste gelir ve sular kalın
insanların benimle görüştüğü saatlerde

         ben iki kişiyim övüşürüm durmadan


ve bir post bir bedeni ısıtır

bir kentte güneş battı mıydı
beyaz eller işler ve lokantalar

         ben iki kişiyim övüşürüm durmadan


ey çılgın durak kalın

övmemi bekleyin ve kalın
eller ve ayaklar ve kıllar kalın
büyük bir şeye geliyoruz bulut gibi
saklanan ve güvenilen bir şey
herkes ölürken herkes kalırken bile kalın

kimbilirdi aşk nerde oteller nerde...



Turgut Uyar 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder