27 Aralık 2012 Perşembe

o belde





Denizlerden
Esen bu ince hava saçlarınla eğlensin.
Bilsen
Melal-i hasret ü gurbetle ufk-ı şama bakan
Bu gözlerinle, bu hüznünle sen ne dilbersin!

Ne sen,
Ne ben,
Ne de hüsnünde toplanan bu mesa,
Ne de alam-fikre bir mersa,
Olan bu mai deniz
Melali anlamayan nesle aşina değiliz.
Sana yalnız bir ince taze kadın
Bana yalnızca eski bir budala
Diyen bugünkü beşer
Bu sefil iştiha, bu kirli nazar,
Bulamaz sende bende bir mana,
Ne bu akşamda bir gam-ı nermin
Ne de durgun denizde bir muğber
Lerze-i istitar ü istigna.

Sen ve ben
Ve deniz
Ve bu akşam ki lerzesiz sessiz
Topluyor bu-yı ruhunu guya,
Uzak
Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak
Bu nefy ü hicre müebbed bu yerde mahkumuz..

O belde?
Durur menatık-ı düşize-i tahayyülde;
Mai bir akşam
Eder üstünde daima aram;
Eteklerinde deniz
Döker ervaha bir sükun-ı menam.
Kadınlar orda güzel, ince, saf, leylidir,
Hepsinin gözlerinde hüznün var
Hepsi hemşiredir veyahut yar;
Dilde tenvim-i ıztırabı bilir
Dudaklarındaki giryende buseler, yahut,
O gözlerindeki nili sükut-ı istifham.
Onların ruhu şam-ı muğberden
Mütekasif menekşelerdir ki
Mütemadi sükun u samtı arar;
Şu'le-i biziya-yı hüzn-i kamer
Mülteci sanki sade ellerine.
O kadar natuvan ki, ah, onlar,
Onların hüzn-i lal ü müştereki,
Sonra dalgın mesa, o hasta deniz
Hepsi benzer o yerde birbirine..
O belde
Hangi bir kıt'a-i muhayyelde?
Hangi bir nehr-i dür ile mahdüd?
Bir yalan yer midir veya mevcud
Fakat bulunmayacak bir mela-ı hülya mı?
Bilmem. yalnız
Bildiğim sen ve ben ve mai deniz
Ve bu akşam ki eyliyor tehziz
Bende evtar-ı hüzn ü ilhamı,
Uzak
Ve mai gölgeli bir beldeden cüda kalarak,
Bu nefy ü hicre müebbed, bu yerde mahkumuz.

Ahmet Haşim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder