25 Eylül 2012 Salı

karşılıklı istismar



Söyle, günlerini yedi sayı yolculuklarıyla
doldurabiliyor musun? Sinirli olmak, sinir olmak
peşinde; ben ne diyorum, sen ne diyorsun...
Bu sıkışıklıkta, birini açıkça sevme gereği
görüyor musun? Çok parça, ama tek perde,
bu ters aydınlıkta, af ve özür! Af ve özür,
dilencilerin kostümü! Katılıyor musun?..
Seyrek de olsa, daha zoruna alışık olan. Olay güzel,
olay basit de... Sonuçları? Onlar ne olacak? Bizim
gibiler de olsun diye. Biraz benden, biraz senden,
birbirimizi kullanarak...
Gerçek sona eremeyen, son gibi görünür,
uzadıkça uzayan... Sırları bulabilen,
her şeyi bilip, sessiz kalır, izleri silen.
Bu duyarlığa şartlanmak nasıl bir şey,
anlayabiliyor musun? Tepkisizlik bilgisi,
kendine kuyruk olmak. Sen çok fazla vurgulu
konuşuyorsun! Uyurken düşündüklerin, düş olamaz.
İfadende ‘ben motordan anlarım’ saflığı.
Kimse bu hareketlerden bir şey anlayamaz.
Anlayabiliyor musun?
Kafana monte edilen, bu kesin böyle tıkırtısına karşı,
messagequisse dinlerken. Seyrek bir çiziktirme gibi.
Sakinleşme arzusu, yol açıcı olabilir mi bizim için?
Yorucu yolculuklar gibi, bundan daha sıkıcı bir aşk
olabilir mi bizim için?
Sen, içi dolu dolu olan, içi başka türlü parlayan...
İçi sımsıkı, içi sürekli kararan... Katılıyor musun?

necmi zeka

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder